Gün geçmiyor ki Çin’den yeni bir elektrikli otomobil haberi gelmesin.
Onlarca belki de yüzlerce farklı şirket, elde ettikleri devlet desteği sayesinde neredeyse her gün yeni bir modelin tanıtımını yapıyor.
Çin’den gelen bu ataktan en fazla etkilenen, Avrupalı üreticiler oluyor.
Almanya’dan BMW, Mercedes ve VW, İtalya’dan Fiat ve Fransa’dan Citroën, Peugeot ve Renault, Çin’den gelen rekabetle mücadelede zorlanan markalar olarak dikkat çekiyor.
Bu durum, Avrupa otomotiv sektöründe yeni bir Airbus işbirliği modelinin konuşulmasını beraberinde getirdi.
Kuruluşunda başta Almanya ve Fransa olmak üzere İngiltere ve İspanya’nın da yer aldığı Airbus, o dönemin hâkim uçak üreticileri Boeing, McDonnell Douglas ve Lockheed’e karşı Avrupa’nın geliştirdiği bir işbirliğiydi.
Yolcu uçağı üretimi gibi son derece maliyetli olan ve yüksek teknoloji gerektiren bir sektörde sanayi devi ABD ile tek tek baş edemeyeceklerini farkında olan Avrupalı devletler, böyle bir çözüm bulmuştu.
Aradan geçen 50 seneyi aşkın sürede Airbus, başarısını defalarca kanıtlamış durumda.
İşte günümüzde benzer bir ortaklık, bu kez otomotiv sektöründe gündemde.
Renault, Stellantis (Fiat + PSA Group) ve Volkswagen, hem Çinli rakiplerine hem de Amerikalı Tesla’ya karşı bir araya gelip elektrikli otomobil üretimi maliyetlerini düşürmenin peşinde.
Bu üç dev otomobil grubu, Avrupa Birliği’ndeki AR-GE, üretim ve satış süreçlerini birleştirmeyi konuşuyor.
Zira Tesla ve BYD’nin her birinin 2023 yılı elektrikli otomobil satışları, Avrupalı üreticilerin toplam satışlarını geride bırakıyor.
Dolayısıyla, Avrupa Birliği ekonomisinin yüzde 7’sine tekabül eden ve 13 milyon kişinin çalıştığı otomotiv sektörünü özellikle Çinli rakiplerine karşı koruyacak bir çözüm gerekiyor.
Renault CEO’su Luca de Meo geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmasında bunu açıkça dile getirerek, “Arabaların Airbus’ı” (Airbus of autos) şeklinde bir konsept geliştirmeleri gerektiğini belirtti.
Benzer bir işbirliğinin ABD’de, General Motors ve Ford arasında da söz konusu olabileceği belirtiliyor.
Bakalım tarih tekerrür edecek ve yaşlı Avrupa, genç rakiplerine karşı bir kez daha ayağa kalkabilecek mi?