Çevre Eylemcileri, Sık Uçan Yolcu Programlarının İptalini İstiyor

İsveçli çevre eylemcisi Greta Thunberg‘in önderliğinde son dönemde dünya gündeminde kendisine yoğun bir biçimde yer bulan iklim değişikliği konusu, havacılık sektörünü meşgul etmeye devam ediyor.

Havacılık ve çevreye olan etkisine, Imperial College London tarafından hazırlanan ve İngiltere İklim Değişikliği Komitesi’ne 10 Ekim 2019 tarihinde sunulan bir raporda yine geniş yer ayırılmış.

Söz konusu raporda özellikle, havayolu şirketlerinin yürüttüğü sık uçan yolcu (sadakat) programları hedef alınmış.

Sektörün çevre etkisine karşı bir tedbir olarak iki adet dikkat çekici öneri raporda kendisine yer bulmuş.

Bunlardan ilki, sık uçan yolculara uygulanabilecek ilave vergiler.

İngiltere nüfusunun %15 oranındaki bölümünün, yapılan tüm uçuşların %70’ini gerçekleştirdiği belirtilerek, bu gibi yolcuların bilet fiyatlarına yeni bir verdi uygulanması teklif edilmiş.

Raporun havacılıkla ilgili ikinci önerisi ise çok daha radikal.

Buna göre, sık uçan yolcu programlarının tamamen iptal edilmesi öneriliyor.

Bu sıra dışı fikire gerekçe olarak, yolcuların, sadakat programlarında sahip oldukları statü seviyesini koruyabilmek için, gereksiz bir biçimde seyahat etmeleri gösteriliyor.

Kısa vadede, bu önerilerin kabul göreceğini hiç sanmıyoruz.

Gelgelelim, henüz düşünce seviyesinde olsa bile, bu gibi seçeneklerin dile getirilmeye başlanması, özellikle önümüzdeki on senelik dönemde havacılık sektöründe yaşanması muhtemel gelişmelerin habercisi olabilir.

Bilindiği üzere, İsveççe’de “Flygskam” yani “Uçuş Utancı” olarak tâbir edilen bir kavram, İsveç’te hızla yayılıyor.

Son üç-dört yıllık döneme baktığımızda, özellikle İsveç iç hatlarındaki düşüş açık bir biçimde görülüyor.

Mümkün olduğunda uçak yerine trenle seyahati tercih edeceğini söyleyen İsveçlilerin oranı, son 18 ayda %20’den %37’ye çıkmış durumda.

Uçakla seyahat edenlerin sayısı azalırken, treni tercih eden yolcuların 2018 yılında %5 oranında artması, işin ciddiyetini gösteren bir diğer tablo.

İskandinav Havayolları SAS’ın CEO’su Rickard Gustafson bir gazeteye yaptığı açıklamada, son dönemde yolcu sayısında yaşanan azalma ile Flygskam inisiyatifi arasında ciddi bir ilişki olduğunu söyledi.

Tabii bu akım kısa sürede İsveç sınırlarını aşarak Avrupa’nın diğer bazı ülkelerinde de gündeme geldi.

Aynı eğilim Almanya’da flugscham, Finlandiya’da lentohapea ve Hollanda’da vliegschaamte şeklinde adlandırılıyor.

Greta Thunberg

Geçtiğimiz Mayıs ayında Güney Kore’nin başkenti Seul’de yapılan IATA Genel Kurulu’nda bir konuşma yapan Alexandre de Juniac, havacılık sektörünün gerekli girişimlerde bulunmaması halinde, uçuş karşıtı eğilimlerin gelişeceğini belirtti.

Alexandre de Juniac, çevreci akaryakıt kullanımının artırılması, daha verimli motorların kullanılması ve uzun vadede elektrikli uçaklara geçilmesi gibi noktalara odaklanılması gerektiğini söyledi.

Gelgelelim, Londra’da düzenlenen World Aviation Festival’de bir panele katılan Emirates, JetBlue ve easyJet’in üst düzey yetkilileri, havacılık sektörünün çevreye verdiği zarar konusunda bugünden yarına bir şey yapmanın mümkün olmadığına dikkat çekti.

Yetkililer ayrıca, çevre kaygıları sebebiyle uçak biletlerine ilave bir vergi getirilmesinin de yanlış olacağını söylediler.

Lâkin, aşırı ucuz biletlerin insanları lüzumsuz bir biçimde uçakla seyahat etmeye yönelttiği ve bunun önüne geçilebilmesi amacıyla çok düşük fiyatlı biletlerin ayrıca vergilendirilmesini savunanlar da var.

Mesela, Lufthansa CEO’su Carsten Spohr, 10 Euro’ya uçak bileti satmanın siyasî, ekonomik ve çevresel açıdan sorumsuzluk olduğunu ve bu gibi ucuz bilet kampanyalarının yapılmaması gerektiğini belirtti.

Öte yandan, bu konuda kendi kendine inisatif alan şirketler de yok değil.

Hollandalı havayolu KLM, “Fly Responsibly” adını verdiği son derece sıra dışı bir kampanyaya imza atarak, insanları uçakla seyahat etme noktasında sorumlu davranmaya davet etti.

KLM, gerekmedikçe yüz yüze toplantı için uçakla seyahat edilmemesi, mümkün olan yerlerde tren seyahatinin tercih edilmesi ve uçakla seyahat yapılacağı zaman bavulun çok doldurulmamasını tavsiye etti.

Çevre konusunda hassas olan bir çok Avrupalının, mümkün olan yerlerde trenle seyahati giderek daha fazla oranda tercih ettiği belirtiliyor.

Özellikle uçuş süresi 2-3 saate kadar olan hatlarda bunu daha sık görmek mümkün.


Posted

in

,