Dubai merkezli havayolu Emirates, A380 sonrası döneme hazırlanıyor.
Geçtiğimiz Şubat ayında Airbus, mevcut siparişlerin tamamlanmasının ardından A380 üretimini tamamen durduracağını açıklamıştı.
Bu çerçevede, A380’in en büyük kullanıcısı konumundaki Emirates, toplam sipariş sayısını 162’den 123’e indirmişti.
Şu ânâ kadar Emirates, 109 adet A380 tipi uçağı filosuna katmış durumda. Geriye kalan 14 uçağın teslimatının ise 2021 yılın sonuna kadar tamamlanacağı belirtiliyor.
Emirates Başkanı Tim Clark geçtiğimiz hafta yaptığı bir açıklamada, A380 sonrasındaki döneme yönelik çalışmaları tamamlamak üzere olduklarını duyurdu.
Clark, dokuz aydan bu yana, şirketin uçuş ağı yapısını en ince ayrıntısına kadar analiz ettiklerini ve gerek Emirates ve gerekse Dubai Emirliği için en doğru olan hatları ortaya çıkardıklarını söyledi.
Bölgedeki ekonomik ve siyasî gelişmeler sebebiyle Emirates’in büyüme hızı, önceki yıllara göre bir hayli düşmüş durumda.
Bu yaşananlara bir de A380’lerin sektöre beklenmedik derecede erken bir şekilde veda ediyor olması eklenince, şirketin neredeyse yirmi yıldır devam ettirdiği stratejisini temelden değiştirmesini gerekli hale getirdi.
Zira Emirates uzun vadede yoluna, 500-600 koltuk kapasiteli A380’lerin yerine, 300-350 koltuk kapasiteli Airbus A350 ve A330neo tipi uçaklarla devam etmek zorunda kalıyor.
Bu yüzden özellikle önümüzdeki 10 yılın ikinci yarısında, slot sıkıntısı yaşanan büyük havalimanlarında Emirates’in koltuk arzını artırması, eskisi kadar kolay olmayacak gibi görünüyor.
Yeni dönemde Emirates ve ona bağlı bölgesel havayolu FlyDubai’nin de eskisine nazaran daha sıkı bir işbirliği yapacakları da gelen haberler arasında.
Neticede, Körfez’de 2010 yılı sonrasında yaşanan büyüme çılgınlığının bir duraklama dönemine girdiği açıkça görülüyor.
Emirates’in yanı sıra Etihad Airwyas ve Qatar Airways’te de durum çok farklı değil.
Yaşanan büyük zarar sonrası Etihad tüm inorganik büyüme hamlesinden vazgeçip küçülerek, strateji değişikliğine gitmişti.
Qatar Airways ise özellikle Katar’a uygulanan ambargo sonrasında son derece zor bir dönemden geçmekte.
Bakalım Körfez havacılığında yaşanan bu gelişmeler, diğer havayolları tarafından nasıl değerlendirilecek?