Sivil Havacılık Enstitüsü ve Bugüne Kalan Neşriyatı (I)

Giriş

Türkiye’de sivil havacılık eğitim tarihine bakıldığında, ilk girişimler, ilk sivil tayyare mektebini kuran Vecihi Hürkuş ile Gök Okulu ve Gök Üniversitesi adıyla muhtelif havacılık eğitimi girişimlerinde bulunan Nuri Demirağ gibi ya havacı/pilot ya da havacılığa meraklı iş adamları/hayırseverler tarafından hayata geçirilmiştir.

Dahası, Nuri Demirağ kendi girişimleri dışında, o dönem Yüksek Mühendis Mektebi adıyla anılan İstanbul Teknik Üniversitesi’nin makine şubesinde de bir tayyare şubesi kurulmasına da ön ayak olmuştur.

Söz konusu girişimleri, 1932 yılında Atatürk’ün direktifleriyle Türk Hava Kurumu’na bağlı olarak genç cumhuriyetin gençlerine havacılığı aşılamanın yanında Türk Silahlı Kuvvetleri için pilot yetiştirme görevini de yerine getiren Türkkuşu’nun kurulması takip etmiştir. Nihayetinde, bu yazının da konusu olan ve Türkiye’de sivil havacılık faaliyetlerine yönelik olarak eğitim ve araştırma faaliyetlerinde bulunmak üzere üniversiter düzeyde kurulan ilk kurum ise, 1952 yılında Yüksek Mühendis İsmail İşmen’in teklifi ve çabası ile Ulaştırma ve Nafia Vekaletlerinin desteğiyle İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde kurulan Sivil Havacılık Enstitüsü’dür.

1952 yılında kurulduğunu bilmemize karşın tam olarak ne zaman faaliyetlerine son verildiğine ilişkin bir bilgiye ulaşamadığımız[1] Sivil Havacılık Enstitüsü, gerek üniversiter sistemdeki ilk kurum olması gerekse o güne değin halihazırda var olan eğitim kurumları tarafından gerçekleştirilmeyen havacılık neşriyatı, seminerler ve film gösterimleri gibi faaliyetleri ile de ayrı bir yerde durmaktadır. Bu yazıda, bu bağlamda Türk sivil havacılık eğitimi tarihinde müstesna bir yer işgal eden Sivil Havacılık Enstitüsü’nün kuruluşu ve faaliyetleri konu edilmiştir.

Sivil Havacılık Eğitimine Yönelik İlk Girişimler

Türkiye’deki sivil havacılık eğitimine ilişkin ilk girişimler, daha önce de ifade edildiği üzere bireysel aktörlerin eseridir. Askeri amaçla eğitim verenleri bir kenarda bırakacak olursak, ülkemizde sivil amaçla havacılık eğitimi yapmak üzere kurulmuş bulunan ve bilinen en eski okul, ünlü havacı Vecihi Hürkuş tarafından 27 Eylül 1932’de İstanbul Kadıköy’de kurulan Vecihi Sivil Tayyare Mektebi’dir[2].

I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’ndaki başarılı hava savaşları ile ünlü olan Vecihi Hürkuş, silahlı kuvvetlerden ayrılıp sivil havacılık alanında çalışmalara başladığında aklında Türk tipi bir uçak yapma fikri vardır. Bu emelini 1930 yılında Vecihi XIV adlı uçağı yaparak gerçekleştiren Hürkuş’un tayyare mektebi kurma isteğini şöyle ifade etmektedir[3]:

“… elimde mevcut uçağım normal bir uçuş aracı olarak resmen kabul edilmiş olduğuna göre, bu ilim yolundaki liyakatim de kabul edilmiş demekti. Şu hâlde, yeni ve daha ileri hamlelerde de başarılar sağlamak kudretini nefsimde görüyordum. Bu düşüncelerin verdiği cesaretle hazırladığım “Sivil Tayyare Mektebi” tüzüğünü dört nüsha olarak Genelkurmay Başkanlığımıza, Milli Eğitim, Milli Savunma ve İçişleri bakanlıklarımıza sunmuştum.”

Hürkuş’un 21 Nisan 1932 tarihinde ilgili kurumlara sunduğu tüzüğe ilişkin olumlu cevap ve izin 27 Eylül 1932 tarihinde gelmiş; Genelkurmay Başkanı’nın “takdirleri” sonucu okulun adına Vecihi ismi eklenerek Vecihi Sivil Tayyare Mektebi adını almıştır. Okulun temel amacı, “Türk gençliğini havacılığa alıştırmak, tayyareci anasır yetiştirerek Türk kanatlarını çoğaltmak” şeklinde ifade edilirken, okul biri 3 aylık sürelerle planör eğitimi veren motorsuz şube bir diğeri ise 6 aylık sürelerle tayyare eğitimi veren motorlu şubeden müteşekkildir[4].

Vecihi Sivil Tayyare Mektebi

Okula kabul şartları arasında bugün de özellikle her pilot okulunca eksiksiz bir şekilde istenen tam teşekküllü hastanelerden alınmış sağlık raporu benzeri bir “sıhhati hakkında resmi dairelerce şayanı kabul bir heyeti sıhhiye raporu” istenmektedir. 1932 yılında faaliyete geçen okulun ilk öğrencileri arasında Sait, Tevfik, Muammer, Abdurrahman, Salih, Osman, Rıza, Hikmet, Hüseyin ve Kenan gibi erkek öğrenciler yanında Vecihi Hürkuş’un kızı Eribe ile Türkiye’nin ilk kadın pilotu olan Bedriye (Gökmen)[5] gibi kız öğrenciler de vardır[6].

Bedriye Gökmen

Vecihi Hürkuş’un girişiminden sonra, sivil havacılık alanında eğitime yönelik atılan bir diğer adım, Mustafa K. Atatürk’ün girişimleri sonucu gelmiş; planörcü ve paraşütçü yetiştirmek üzere 3 Mayıs 1935 tarihinde Türk Hava Kurumu’na bağlı olarak Türkkuşu kurulmuştur. Türk Tayyare Cemiyeti’nin nizamnamesine[7]; “Türk ulusunu kanatları altında tutan büyük kartal, Atatürk ve yüce başkanımız İsmet İnönü, Türkkuşu’nu değerli söylevleriyle açarak 3 Mayıs tarihini unutulmaz bir gün yapmışlardır. 18 yaşından 35’e kadar kadın, erkek bütün Türk gençlerine planör uçuşunu ve paraşütle atılmayı öğretecek olan Türkkuşu Ankara Şubesinin bugün 200 üyesi vardır.” şeklinde verilen açılışta Atatürk de[8]; “Türk enerjisi, tarihin nice yüz bin yıllar taşıdığı kahramanlıkların yaratıcısıdır. Her yolda olduğu gibi havacılıkta da yüksek başarıların timsalidir. Bugün Türk havacılığının yeni bir temelini atıyoruz ve bu temelin ilk taşını ben koyarak bu büyük havacılık gününü açıyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

Söz konusu girişimleri, dönemin önemli iş adamlarından ve daha sonra kuracağı Milli Kalkınma Partisi ile siyaset hayatına da atılan Nuri Demirağ’ın ilk önce Yüksek Mühendis Mektebi nezdindeki çabası ve bizzat kendisi tarafından kurulan Gök Okulu ile kurulması planlanan Gök Üniversitesi izlemiştir. Buna göre, Yeşilköy’de bugün Atatürk Havalimanı olarak kullanılan arazide yer alan Elmas Paşa Çiftliği’ni satın alan Demirağ, bu bölgeye bir pist, uçak bakım hangarları ile atölyeleri yaptırmanın yanında, havacılık eğitimi veren bir Gök Okulu da yaptırmıştır.

Bununla yetinmemiş, memleketi Divriği’de kurmuş olduğu orta düzeyde eğitim veren Gök Ortaokulu ile birlikte, bugünkü anlamda bir havacılık üniversitesi olan Gök Üniversitesi’nin de temellerini atmış; fakat bu girişim sonuçsuz kalmıştır[9]. Nuri Demirağ’ın girişimleri bununla sınırlı kalmamış, kendisi üniversiter düzeyde ilk havacılık eğitiminin verilebilmesi için 1939 yılında o dönemki adı Yüksek Mühendis Mektebi olan İstanbul Teknik Üniversitesi Makine şubesinde uçak mühendisi yetiştirmek üzere bir tayyare şubesi kurulmasına ön ayak olmuştur[10]. Söz konusu şube, 1941 yılında uçak mühendisi yetiştiren bir dal olmak üzere Makine Fakültesi’ne bağlı olarak Uçak Mühendisliği bölümü adını almıştır[11]. Söz konusu girişimler, 1952 yılında Yüksek Mühendis İsmail İşmen’in girişimleri ile hayata geçen Sivil Havacılık Enstitüsü’ne değin kayda değer eğitim girişimleridir.

Nuri Demirağ Gök Okulu

[1] Konu ile ilgili İTÜ Arşiv Müdürlüğü ile irtibata geçilmiş fakat enstitüye ilişkin ellerinde herhangi bir bilgi veya olmadığı cevabı alınmıştır. Benzer şekilde, üniversitenin tarihinin anlatıldığı “İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mühendislik Tarihimiz” adlı kitapta da enstitüye ilişkin herhangi bir bahis geçmemektedir.

[2] Vecihi Hürkuş, Bir Tayyarecinin Anıları, Yapı Kredi Yayınları, 2014, s.312.

[3] Aynı.

[4] Vecihi Hürkuş, Bir Tayyarecinin Anıları, Yapı Kredi Yayınları, 2014, s.312-313.

[5] İffet Halim, “İlk Kadın Uçakçı”, Havacılık ve Spor Dergisi, 1933. İlk Türk kadın pilotu olan Bedriye Gökmen, Vecihi Sivil Tayyare Mektebi’ndeki eğitimini tamamlayarak 1933 yılında yalnız uçuşlarına başlamış ve bu uçuş tecrübelerinden sonra bröve almaya hak kazanmıştır. Vecihi Hürkuş’un başvurusu üzerine Hava Kuvvetleri Müsteşarlığı’ndan bir heyet okula gelmiştir. Fakat aynı gün, Vecihi Sivil Tayyare Mektebi’nin tek eğitim uçağı kırıma uğradığı için sınav yapılamamış ve bu sebeple de, Bedriye Gökmen ilk Türk kadın pilotu olmasına rağmen brövesini alamamıştır.

[6] Vecihi Hürkuş, Bir Tayyarecinin Anıları, Yapı Kredi Yayınları, 2014, s.318.

[7] Saime Yüceer, Atatürk’ün Güvenlik Politikasına Bir Örnek: Türk Tayyare Cemiyeti-Bursa Örgütü, Atatürkçü Bakış, 2(3), s.14.

[8] Hürkuş, a.g.e., s.353.

[9] Fatih M. Dervişoğlu, Nuri Demirağ-Türkiye’nin Havacılık Efsanesi, Ötüken Neşriyat, 2007, s.20.

[10] Dervişoğlu, a.g.e., s.106.

[11] http://www.uubf.itu.edu.tr/hakkimizda/kurumtarihi


Posted

in

,