Hong Kong Havalimanı

Kitap Notları: Airport Urbanism

Kitap notları bölümümüzün bu defaki konuğu, Max Hirsh tarafından kaleme alınan Airport Urbanism (Infrastructure and Mobility in Asia) adlı eser.

(ISBN: 978-0-8166-9610-9)

Hirsh çalışmasında, havayolu seyahat zincirinin en önemli halkalarından bir tanesi olan havalimanlarının, insanların gündelik hayatı üzerindeki etkisini ele alıyor.

Airport Urbanism’in sayfalarında, havalimanlarının, ait oldukları kent ile ilişkisini bulmak mümkün.

Max Hirsh temelde, ülkeler ve bölgeler arası göçlerin, Güneydoğu Asya’daki cazibe merkezi niteliğindeki büyük kentlerin planlama ve tasarımlarını nasıl değiştirdiğini araştırıyor.

Son 15-20 yıldır havayolu sektöründe en fazla yolcu artışının bu bölgeden geldiğini; 2040 yılına kadar yapılan yolcu sayısı tahminlerinde de yine Güneydoğu Asya’nın sektörde başı çektiği düşünüldüğünde, Hirsh’in araştırmalarının önemi daha rahat kavranabilir.

Kitabın genelinde mobilite, altyapı ve gündelik hayat kavramları çerçevesinde insanların ülkeler arasındaki seyahatleri ve bunun siyasi ve ekonomik etkileri gözlemlenmiş.

Yakın bir gelecekte İstanbul’da son derece radikal bir değişimin gerçekleşeceğini ve 100 seneyi aşkın bir süredir havalimanı olarak kullanılan Yeşilköy bölgesinin yerini, şehrin tamamen farklı bir noktasına bırakacağı gerçeği çerçevesinde, bu köklü değişikliğin İstanbul’daki insan hareketlerini ve yerleşimi ne şekilde etkiyebileceğini daha rahat tasavvur edebilmek için Airport Urbanism’i okumanızı tavsiye ediyoruz.

1. Bölüm (Parallel Lines)

Hirsh kitabın ilk bölümünde Hong Kong Havalimanı çerçevesinde, kent – havalimanı ilişkisini irdeliyor.

Hong Kong Havalimanı, o yıllarda Asya’da deniz doldurularak inşa edilen üç büyük havalimanından bir tanesi. Diğer ikisi, 1994 yılında açılan Osaka Kansai ve 2001 yılında sektöre merhaba diyen Seul Incheon havalimanları.

Hong Kong Havalimanı, “Airport Core Program” adı verilen plan çerçevesinde 1992-1998 yılları arasında inşa edilmiş.

Bu plan, 10 adet alt proje içeriyor.

Bunlardan bazıları, havalimanı ile kent merkezi arasında 34 km uzunluğunda bir karayolu ve demiryolu koridoru açılması, havalimanının hemen yanı başındaki Tung Chung semtinde, burada çalışacak personelin yerleşmesi amacıyla bir kent kurulması, Victoria Limanı’nda denizin doldurularak %20 oranında yeni alan elde edilmesi gibi aslında her biri son derece iddialı olan projeler.

Hong Kong Havalimanı özellikle, kent merkezine olan ulaşım imkânlarıyla dikkat çekiyor. Bu iş için, Airport Express adı verilen tren hattı özel olarak inşa ediliyor. Bu hattın ana istasyonu, yukarıda belirttiğimiz 10 alt projeden bir tanesi ve Victoria Limanı’nda deniz dolgusu yapılan bölgede yer alıyor.

Tren istasyonu, havalimanının kent içerisindeki bir uzantısı gibi inşa edilmiş. Buradan trene binen yolcular, daha havalimanına gitmeden check-in yaptırarak bavullarını teslim edip biniş kartlarını alabiliyor.

Planlamacılar Airport Express hattını tasarlarken, yolcuların yarısından fazlasının burayı kullanarak havalimanına ulaşacağını ön görmüş. Ancak günümüzde yolcuların sadece %15 oranındaki bölümü bu hattı kullanıyor.

Zira 1990’lı yılların başlarına döndüğümüzde, genelde üst gelir seviyesindeki kişilerin ve iş amaçlı seyahat edenlerin havayolu kullandığı görülüyor. Planlamacılar da buna uygun bir biçimde, Airport Express’in ana istasyonunu şehrin iş merkezlerinin ve otellerin yoğunlaştığı bölgeye konumlandırmış.

Ancak zamanla durum farklılaşmış. Ucuzlayan uçak biletleri ve artan refah, havayolu ile seyahatin tabana yayılmasını sağlamış.

Böylece havalimanına, sadece iş merkezleri ve otellerin olduğu noktadan değil, tüm Hong Kong genelinde yolcu akışı başlamış. Bunun üzerine, “Airbus” adı verilen otobüsler hizmete sokulmuş. Bu otobüslerdeki bilet fiyatı, Airport Express’in yaklaşık üçte biri.

Planlamacıları yanıltan diğer bir husus, havalimanın yanında inşa edilen yeni kent yerleşimi olmuş.

Tung Chung, havalimanı çalışanları için düşünülürken, Hong Kong’ta yaşayan orta seviye gelire sahip yabancıların yerleşim yeri olmuş. Hong Kong genelinde Çin kökenli olmayanların toplam nüfus içerisindeki oranı %6 iken, Tung Chung’da bu oran %25 seviyesinde.

Tung Chung’ı ilginç kılan diğer bir nokta, kentle ve havalimanıyla olan ulaşım biçimi.

Hong Kong kent merkeziyle Tung Chung arasında da bir tren hattı bulunuyor. Airport Express’e paralel olarak inşa edilen bu hatta daha fazla istasyon var. Ve bilet fiyatı çok daha ucuz. Ancak hattın son istasyonu Tung Chung. Yani bu hattı kullanarak direkt bir biçimde havalimanına ulaşmak mümkün değil.

Öte yandan, burası havalimanı çalışanları için tasarlandığından, Tung Chung ile havalimanı arasında sürekli bir biçimde işleyen otobüs seferleri bulunuyor.

İşte bu durum, kent – havalimanı ilişkisine hiç beklenmeyen bir etkiye sebep olmuş.

Çin ana karasından Hong Kong’a gelen turistler, evlerine dönerken önce standart trenle Tung Chung’a geliyorlar. Burada bol miktarda alışveriş yaptıktan sonra, havalimanı servisine binerek havalimanına ulaşıyorlar.

Tung Chung’taki en önde gelen alışveriş merkezinin iç mimarisinin de havalimanını andırdığını hemen belirtelim.

2. Bölüm (Transborder Infrastructure)

Max Hirsh kitabının ikinci bölümünde, Hong Kong Havalimanı ile Çin anakarası arasındaki ilginç bir etkileşime dikkat çekiyor.

Çin’in en hızlı gelişen bölgelerinden bir tanesi olan “İnci Nehri Deltası”, havayolu ulaşımı açısından ise bir hayli kısıtlanmış durumda.

Hong Kong Havalimanı, geliştirilen sıra dışı bir çözüm sayesinde bu eksikliğe çare olmuş.

Bölgede bulunan yedi farklı liman, Hong Kong Havalimanı’ndan aktarmalı bir biçimde seyahat edecek yolcular için birer check-in noktası haline dönüştürülmüş.

Yolcular check-in, pasaport kontrol ve bagaj teslim işlemlerini bu iskelelerde gerçekleştirebiliyor.

Bunun ardından yolcular, mühürlenmiş özel feribotlarla, Hong Kong Havalimanı’ndaki “SkyPier” adlı limana götürülüyor.

Yolcular daha sonra, 1.1 km uzunluğundaki bir metro sistemi ile 4 dakika gibi kısa bir süre içerisinde, terminalin hava tarafına yani arındırılmış bölgesine ulaşıyor.

SkyPier her yıl 2,5-3 milyon yolcu tarafından kullanılıyor.

Bu sayede İnci Nehri Deltası, Hong Kong Havalimanı üzerinden dünya ile bağlanmış oluyor.

3. Bölüm (Special Zones)

Kitabın bu bölümü, ulaşım açısından Shenzen kentinin Hong Kong ile olan ilişkisini ele alıyor.

Bölgenin ekonomik açıdan en önemli kentlerinden bir tanesi olan Shenzen’deki Bao’an Havalimanı, Çin iç hat uçuşları için oldukça kuvvetli durumdayken, aynı şeyi uluslararası uçuşlar için söylemek mümkün değil.

Hong Kong Havalimanı’nın durumu ise bunun tam tersi.

Bunun farkında olan yöneticiler, iki havalimanı arasında geçiş yapmak isteyen yolcuların işlerini kolaylaştırmak için, kent merkezinde bir çok yere check-in noktaları kurmuş ve bunları, otobüs hatlarıyla birbirlerine bağlamış.

Yani Shenzen’de oturan bir kişi check-in işlemini kolaylıkla gerçekleştirip otobüs ile Hong Kong Havalimanı’na seyahat etme şansına sahip.

2013 yılında, Hong Kong Havalimanı’ndan seyahat eden (departing, giden yolcu) 5 milyon yolcu, havalimanına, Guangdong bölgesindeki otobüs sistemini kullanarak ulaşmış. (Aynı miktarda varan yolcu olduğu da düşünüldüğünde toplam sayı 10 milyona çıkıyor)

4. Bölüm (Cheap Tickets)

Max Hirsh çalışmasının son bölümünü Güneydoğu Asya’daki düşük maliyetli havayollarının gelişimine ayırmış.

Hirsh, düşük maliyetlilerin, bölgedeki kentlerin sosyal ve mekânsal yapılarını kökten bir biçimde nasıl değiştiğini inceliyor.

Özellikle Singapur Changi, Kuala Lumpur ve Bangkok Don Mueang havalimanlarındaki değişim süreçlerinden örnekler veriliyor.

2006 yılında ASEAN üyesi ülkelerin vatandaşlarının bu ülkeler arasında vizesiz bir biçimde seyahat eder hale gelmesi, havayolu seyahatine olan talebi adeta patlatmış.

2008 yılında üye ülkelerin başkentleri arasındaki uçuş trafiği tamamen serbest bırakılmış. 2010 yılında buna başkentler dışındaki şehirler de dahil edilmiş. 2012 yılında ASEAN üyeleri ile Çin arasındaki uçuşlar serbestleştirilmiş.

Böylece düşük maliyetli havayolu seyahatine olan talep daha da artmış.

Bu durum, teknolojiye pek de aşina olmayan, mesela uçak biletini internet üzerinden satın alıp kredi kartıyla ödeme yapamayacak yolculara, alternatif satış kanalları açılmasını gerektirmiş. Şehir merkezlerinde bulunan AVM, süpermarket, benzin istasyonu, tren garı gibi noktalarda satış noktaları kurulmuş.

Airport Urbanism – Table of Contents

Introduction: What is Airport Urbanism?

1- Parallel Lines

2- Transborder Infrastructure

3- Special Zones

4- Cheap Tickets

Conclusion: Mobility, Migration, and the Future Asian City


Posted

in

,