12 Haziran 2025 tarihinde meydana gelen Air India uçak kazasına ilişkin tartışmalar sürüyor.
Ön raporda değinilen kokpit ses kaydına göre yardımcı pilot, kaptan pilota, motorlara akaryakıt akışını kontrol eden sistemi neden kapattığını (CUTOFF) soruyor.
Kaptan pilotsa, böyle bir şey yapmadığını söylüyor. Bu diyalogdan sadece saniyeler sonra uçak düşüyor.

Söz konusu ses kaydı, olayın tam olarak nasıl geliştiğini açıklamaktan aciz. Zira hangi pilotun tam olarak ne yaptığını bu şekilde çözmek çok güç.
Ses verisiyle yüz ifadeleri, el-motor hareketleri ve pilot davranışının tam olarak ancak görüntü eşliğinde anlaşılabileceği söyleniyor. IATA direktörü Willie Walsh, “görüntülü kayıtlar, tüm dramatik süreçleri netleştirir” diyerek bu teknolojiyi savunuyor.
ICAO, 1999’da yaptığı bir tavsiyesini, 2021’de yenilemişti: yeni uçaklarda video kaydı sistemleri öneriliyor. NTSB de uzun süredir benzer bir sistemi destekliyor.
Öte yandan, pilot sendikaları, mahremiyet ve taciz riski hakkında endişeli. Video kayıtlarının yanlış yorumlanabileceği, mesleki baskı yaratabileceği ve sürekli gözetim hissi doğurabileceği iddia ediliyor.
Gelgelelim bazı uzmanlar, uçak kazalarında teknik arızaların giderek azaldığını ve insan hatasının öne çıktığını belirtiyor. Bu durumda, pilot davranışlarının sadece sesli değil, görsel olarak da incelenmesi gerektiği savunuluyor.
Bununla birlikte bazı öneriler, görüntülerin yalnızca kazadan sonra ve bağımsız bir sistem tarafından erişilebilmesi yönünde sınırlı tedbirleri savunuyor.
Neticede, günümüzde kokpitlere video kamera yerleştirip bunların sınırlı süredeki kaydını sistemde saklamak o kadar da zor değil.
Bakalım daha önce de tartışılan bu tedbir, bu kez hayata geçirilecek mi?