Amsterdam Schiphol Havalimanı’ndaki uçuş sayısı tartışması bitmek bilmiyor.
Tartışmalar, yıllık 500 bin adet olan uçuş sayısı sınırının, 2024 yılından itibaren 460 bine indirileceğinin duyurulmasından sonra başlamıştı.
Kararın arkasında, çevreye yayılan karbon emisyonu miktarını ve gürültü kirliliğini azaltmak hedefi yatıyordu.
Başta Hollandalı havayolu KLM olmak üzere bir çok şirket, hükümetin bu kararını mahkemeye taşımıştı.
Son olarak 7 Temmuz’da, mahkeme hükümetin lehine bir hükme varmıştı.
Ancak havayolları mücadeleyi bırakmaya hiç niyetli değil.
Konu bu kez, Hollanda Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Havayolları ve IATA, Airlines for America gibi kurumlar bir araya gelerek, söz konusu kararın yerel ve uluslararası kurallara aykırı olduğu iddiasında bulundu.
Amsterdam Schiphol Havalimanı özelinde yaşananlar, özellikle Almanya ve Fransa’da kısa mesafeli uçuşları sınırlandırmaya yönelik atılan adımlara benziyor.
Fransa, trenle iki buçuk saate kadar kat edilebilen noktalar arasındaki iç hat uçuşlarını tamamen yasaklarken, Almanya kısa mesafeli uçuşları havayolları için iyice maliyetli hâle getirerek farklı bir yöntem uyguluyor.
Hollanda ise uçuş sayısı sınırını düşürerek konuya alternatif bir çözüm bulmaya çalışıyor.
Kriz öncesinde yolcu sayısı bakımından dünyanın en büyük 12. havalimanı konumunda bulunan Schiphol, günümüzde bunun çok gerisinde yer alıyor.
Schiphol aynı zamanda, uçak gürültüsünün çevreye yayılmasını bir nebze olsun engellemek üzere, havalimanını çevreleyen araziyi, bir tarağın dişlerini andıran şekilde düzenlemişti.