İstanbul Atatürk Havalimanı (Nisan 2020)

İstanbul Atatürk Havalimanı Davasında Bilirkişi Raporu

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB), Atatürk Havalimanı ile ilgili alınan idari kararların hukuka, mevzuata ve kamu yararına aykırı olduğu gerekçesiyle açtığı davada, bilirkişi raporu sunuldu.

Bilirkişi inceleme raporu İBB’yi haklı buldu.

Davanın görüldüğü İstanbul 11. İdare Mahkemesi’ne sunulan bilirkişi raporunda, havalimanıyla ilgili alınan karar için, “şehircilik ilkelerine, yerleşmenin gelecekteki ihtiyaçlarına, planlama tekniklerine uygun olmadığı ve kamu yararının gözetilmediği tespit edilmiştir” denildi.

İBB, Atatürk Havalimanı arazisiyle ilgili çevre düzeni ve plan değişikliğine itiraz etti. Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı aleyhine açılan davada yürütmenin durdurulması ve iptali istendi.

İBB davaya gerekçe olarak, plan değişikliğinin yetkisiz kurum tarafından yapıldığı, İBB yetkisinin görmezden gelindiği, karayolu, raylı sistemler ve diğer toplu taşıma güzergahları üzerindeki konumuyla kentin her noktasından erişilebilir bir konumda olduğu, terminal binası, pistler ve hangarlarıyla oldukça büyük bir kamu yatırımı olduğu hatırlatıldı.

Olası İstanbul depreminde Atatürk Havalimanı’nın müdahale ve kurtarma çalışmalarının etkisinin değerlendirilmediği, alınan kararla kentin afetlere karşı dayanıklılığını, nüfus kararlarını ve sektöre bazlı gelişmeleri olumsuz yönde etkileyeceği, planın 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili Yönetmeliklerine uygun olarak hazırlanmadığı, hukuka ve mevzuata aykırı olduğu belirtildi.

Atatürk Havalimanı ile ilgili alınan kararın yasal dayanaktan yoksun olması, 5393 sayılı Belediye Kanunu’na ve Anayasa’ya aykırılığı nedeniyle iptali ve yürütmesinin durdurulması talep edildi.

Bilirkişi değerlendirmesinde şu görüşlere yer verildi:

“Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği 20. maddesi hükümleri gereğince yapılan plan değişikliğine ait gerekçelerin belirtilmesi, altyapı etkilerinin değerlendirildiği raporla birlikte hazırlanan değişikliğin onaya sunulması gerektiği açıkça ifade edilmiştir. Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 20-2d maddesinde açıkça ifade edildiği üzere altyapı etkilerini değerlendiren ‘altyapı etkilerini’ değerlendiren raporun hazırlanmadığı görülmüştür.

Dava konusu çevre düzeni planı değişikliğinden etkilenen Atatürk Havaalanı, İstanbul metropoliten alanı, ülke ve hatta uluslararası ölçekte hizmet veren bir ulaşım ve lojistik tesisi olup, bu tesise (Atatürk Havaalanı) yönelik gerçekleştirilen bir planlama işleminin sadece Havaalanını içine alan çok sınırlı bir alanda yapılan mevzi bir değişiklikle, gerçekleştirilemeyeceği, havaalanın konumu, hizmet etki alanı, yarattığı ulaşım talebi (kara, raylı ve hava yolu sistemleri) ve entegre olduğu diğer kullanımlar (Havaalanına komşu ofis, konaklama, fuar alanı gibi) düşünülmeden hazırlanmasının, İstanbul’un tüm kentsel sistemlerini etkileyeceği; dahası bu türden kullanımlara yönelik yapılacak değişikliklerin neden olduğu çevresel etkilerin dava konusu plan değişikliği sınırını aşan bir alanı kapsaması gerektiğinden dava konusu planlama işleminde rasyonel bir karar vermesinin beklenemeyeceği değerlendirilmektedir.

Detaylı etüt, araştırma, inceleme yapılmadığı, yapılanların ise son derece yüzeysel ve dar kapsamlı olduğu, konunun gerektirdiği derinlikte inceleme yapılmadığı ve yapılamayacağı açıktır.Bu nedenle dava konusu düzenlemenin, bir plan değişikliği ile değil, daha kapsamlı bir revizyon plan ile yapılması gerekmektedir.


Posted

in