Havayolu Bağlantısında Bölgesel Farklılıklar

Havayolu bağlantısı, ekonomik büyüme ve artan yolcu talebi, adeta el ele yürüyen bir üçlü gibidir.

Covid-19 krizinin en önemli etkilerinden bir tanesi, küresel havayolu bağlantılarını kopartması oldu.

Salgının başlangıcının üzerinden bir buçuk yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen, havacılık sektörü henüz kriz öncesindeki uçuş yoğunluğuna ulaşamadı.

Uçulan nokta sayısı artsa bile, uçuş sıklığı (frekans) henüz eski seviyesinin çok uzağında olduğundan, şehir çiftleri ve dolayısıyla bölgeler arasındaki havayolu bağlantı kalitesi istenen noktaya gelemedi.

Bu durum özellikle uluslararası uçuşlarda ciddi bir biçimde hissediliyor.

IATA’nın hazırladığı bir grafikte bu durum çok açık bir biçimde görülüyor.

Grafiğin X ekseninde aylar, Y eksenindeyse 2019 yılı 100 kabul edilmek üzere havayolu bağlantı seviyesi yer alıyor.

Buna göre, Kuzey Amerika – Güney Amerika arasındaki havayolu bağlantı seviyesi neredeyse kriz öncesine ulaşmış.

Özellikle yaz aylarında yaşanan hızlı toparlanmayla birlikte Avrupa içinde de olumlu yönde gelişme mevcut. Tabii bunda Avrupa Birliği üyesi ülkelerin birbirleri arasında bir iç hat pazarı gibi hareket etmesinin de önemli payı var.

Öte yandan, Asya-Pasifik bölgesi vahim denebilecek bir seviyede bulunuyor.

Bölge ülkeleri, havayolu bağlantısı anlamında krizin başında düştükleri noktadan bir türlü kurtulamıyor.

Bölge içindeki havayolu bağlantı miktarı, kriz öncesinin sadece %11’i seviyesinde adeta çakılı kalmış.

Son haftalarda Singapur, Endonezya, Tayland, Malezya gibi ülkelerden gelen kontrollü açılma haberleri, Asya-Pasifik bölgesine az da olsa bir hareket getirebilir.


Posted

in