Sivil havacılık sektöründe Covid-19 krizinden en fazla etkilenen şeylerin başında, iş amaçlı yapılan seyahatler geliyor.
Hem bir çok ülkenin uluslararası seyahati müthiş derecede kısıtlaması hem de imkânı olan tüm şirket ve devlet kurumlarının uzaktan çalışma yöntemine geçmesi, iş amaçlı seyahatlerin bıçak gibi kesilmesin yol açmıştı.
Krizin başlangıcından bu yana yaklaşık bir buçuk sene geçti.
Özellikle büyük iç hat pazarına sahip ülkelerde görünüm olumlu yönde değişmeye başladı.
Yeni iş imkânlarını kaçırmaktan korkan bir çok şirket, çalışanlarının yavaş yavaş yeniden seyahat etmesine izin verme yönünde planlar yapıyor.
Danışmanlık firması Oliver Wyman tarafından geçtiğimiz Haziran ayında dokuz farklı ülkede 5.300 kişiyle yapılan bir ankette, katılımcıların %76 oranındaki bölümü, üç ay içinde ülke dahilinde iş amaçlı bir seyahat yapma niyetleri olduğunu belirtti.
Aynı süre zarfında ülke dışına iş seyahati planlayanların oranıysa %56.
Yeni iş kaçırma korkusunun yanı sıra, mevcut müşterilerin elde tutulması ve şirketin farklı noktalarındaki iş arkadaşlarıyla yeniden bir araya gelme istediği, uçakla seyahate olan talebin artmasını sağlıyor.
Zaten geçtiğimiz günlerde American Airlines, United Airlines ve Delta Air Lines tarafından yapılan bilgilendirme toplantılarında, iş amaçlı seyahatlerin, 2019’daki seviyenin %40’ına ulaştığı belirtilmişti.
Gelgelelim, havayollarının birim yolcu başına en fazla gelir elde ettiği bu önemli segmentte kriz öncesi seviyelere ne zaman ulaşılacağı veya ulaşılıp ulaşılmayacağı hâlâ tartışma konusu.
Uzaktan bağlantı sistemlerinin yaygınlaşması ve hem şirket yönetimlerinin hem de çalışanların buna alışması, havayolları açısından iş amaçlı seyahatleri bekleyen en temel tehlike.
Bununla birlikte, mevcut sistemlerin, yüz yüze görüşmenin yerini tutması da en azından şu anki teknolojiyle pek mümkün görünmüyor.
Dolayısıyla, uluslararası seyahatlerin önündeki kısıtlamaların gevşetilmesiyle birlikte, iş seyahatlerinin yavaş da olsa artmaya devam etmesi bekleniyor.