Covid-19 krizinden en hızlı bir biçimde çıkan havayolu pazarlarının başında ABD geliyor.
Geride kalan bir buçuk yılın ardından, yoğun aşılama kampanyası sayesinde ülkede gerçekleşen hızlı açılma süreci, havayolu seyahatine olan birikmiş talebin de ortaya çıkmasını sağladı.
Bu sayede havayollarının Temmuz ve Ağustos aylarındaki uçuşlarına yoğun bir ilgi yaşanıyor.
IATA’nın hazırladığı bir grafiğe göre, bu iki ayın rezervasyonları, 2019’un aynı döneminin %85’ine ulaşmış durumda.
2020 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında bu oran sadece %36 seviyesindeydi.
Fakat aynı hesaplamayı dünyanın ABD dışında kalan diğer bölümü için yaptığımızda, maalesef pek de olumlu bir görünümle karşılaşmıyoruz.
ABD hariç dünya genelindeki iç hat rezervasyonları, kriz öncesinin ancak %50’sine ulaşabilmiş.
Tabii işin bir de uluslararası uçuş tarafı var ki oradaki ilerleme adeta kaplumbağa hızıyla gerçekleşiyor.
ABD’de Temmuz-Ağustos dış hat rezervasyonları, kriz öncesinin %35’i civarına ulaşabilmiş.
Dünyanın geri kalan bölümündeyse durum gerçekten vahim.
Zira 2021 rezervasyonlar, 2020’nin de gerisine düşmüş. (Ama geçen yıl son anda yaşanan rezervasyon iptallerinin de çok fazla olduğunu unutmayalım)
Bunun temelinde, Covid-19 aşılama kampanyalarında ülkeler arasında yaşanan dengesizlikler yatıyor.
Aşı işini halleden ülkeler, bu konuda geride kalanlara karşı daha da sıkı tedbirler uyguluyor.
Benzer biçimde, aşı kampanyasında yavaş kalan ülkeler de içine kapanıyor.
Neticede uluslararası seyahat, sık sık değişen yüzlerce ve hatta binlerce kuralın uygulandığı garip ve masraflı bir hale bürünüyor.
Umarım Covid-19 salgını en kısa sürede tam manasıyla kontrol altına alınır ve seyahat sektörünün önü açılır.