Avrupa Birliği (AB), bir seneyi aşkın bir sürenin ardından sınırlarını turistlere yeniden açmaya hazırlanıyor.
27 üye ülkenin büyükelçilerinin dün (19 Mayıs) yaptıkları toplantıda alınan karara göre, Avrupa İlaç Kurumu (European Medicines Agency) tarafından onaylanmış bir Covid-19 aşısı yaptırmış kişiler ve AB’nin “güvenli ülke” listesinden bulunan yerlerden gelenler, herhangi bir karantina uygulamasına tâbi olmayacak.
Kabul edilecek aşıların arasına ayrıca, Dünya Sağlık Örgütü’nün onayladığı, Çin yapımı Sinopharm da dahil edilmiş.
Aşısı tam olanlar hiç bir kısıt ve ilave şart olmadan birlik üyesi ülkeleri ziyaret edebilecek.
Aşı yaptırmamış olup güvenli ülkelerden seyahat edenlerin ise yine negatif sonuçlu bir PCR testi ibraz etmesi gerekecek.
Düzenli aralıklarla güncellenecek güvenli ülke listesi, yeni Covid-19 vakası oranı 100 binde 75 ve daha düşük olan ülkeleri kapsayacak.
Bununla birlikte, isteyen ülkeler münferit bir biçimde daha sıkı tedbirler uygulayabilecek.
Yeni kuralların önümüzdeki hafta yürürlüğe girmesi bekleniyor.
Bilindiği üzere AB, bir seneyi aşkın bir süredir, acil olmayan seyahatlerin yapılmasını yasaklamış durumdaydı.
Bu kararla birlikte özellikle ABD ile AB arasındaki seyahat pazarında çok büyük bir sıçrama yaşanacağı tahmin ediliyor.
Amerikalı ve Avrupalı önde gelen havayolları için Transatlantik pazarı son derece önemli bir gelir kaynağı niteliğini taşıyor.
Bu gelişme sadece havayollarını değil, turizm sektörünün diğer unsurlarını da yakından ilgilendiriyor.
Hırvatistan, İspanya, İtalya, Portekiz ve Yunanistan gibi her yıl milyonlarca Amerikan vatandaşının tatil yaptığı ülkelerde bu haber sevinçle karşılandı.
Yukarıda da belirttiğim üzere, Avrupa İlaç Kurumu’nun onay verdiği AstraZeneca, Moderna, Pfizer/BioNTech ve Johnson & Johnson firmalarınca üretilen Covid-19 aşılarının yanı sıra Sinopharm aşılarından birini tam şekilde yaptıranlar, AB’ye sorunsuz bir biçimde seyahat edebilecek.
Bunun dışında kalan aşıları yaptıranlarsa en azından bir süre daha beklemek zorunda kalacak.
Fakat bu konudaki kontrol mekanizmasının yani hangi yolcunun hangi aşıyı yaptırdığı veya yaptırıp yaptırmadığının nasıl belirleneceği en önemli tartışma konusu.
Bu amaçla bazı mobil uygulamaların ve/veya daha klasik yöntemlerin (aşıyı yapan kurumun vereceği bir printer çıktısı) kullanılması düşünülüyor.
Ayrıca böyle bir kararın yürürlüğe girmesinin, aşı yaptırmak istemeyenlere karşı bir haksızlık olup olmadığı da bir diğer kritik nokta.
Her ne olursa olsun, AB’nin attığı bu adım, krizden çıkış bakımından çok önemli bir umut olacak gibi görünüyor.