Kitap Notları: Türkiye’de Havacılık ve Uçak Yapımı

Kitap notları bölümümüzde bu kez, Türkiye’de Havacılık ve Uçak Yapımı adlı eseri ele alıyoruz.

(ISBN: 978-975-8236-02-2)

Türk Bilim Tarihi Kurumu tarafından yayınlanan ve görece güncel sayılan Türkiye’de Havacılık ve Uçak Yapımı adlı çalışma, neredeyse Cumhuriyet ile yaşıt, Türk Hava Kurumu’nda eğitim almış, Etimesgut uçak fabrikasında çalışmış ve Türk Hava Yolları’nın ilk başmühendislerinden ve İTÜ’de uzun yıllar öğretim görevliliği yapmış Necmüzaffer Orbay’ın tanıklığıyla ülkemizde havacılığın tarihine ilişkin önemli bilgiler ve görseller içeren bir eser.

Asıl adı Necmüzaffer olmasına karşın Zafer ismini kullanan ve Türkiye siyasal tarihinin önemli simalarından Rauf Orbay’ın yeğeni de olan yazarın havacılık alanına ilişkin birikimlerini kitaplaştırmasının hikayesi ise hayli ilginç ve bahsedilmeye değer.

Eserin yayıncısı olan Türk Bilim Tarihi Kurumu’nun da kurucusu olan ve Türk bilim tarihi alanına önemli katkılar yapmış olan Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu hocanın Osmanlı ve Türk havacılık tarihine olan ilgisini bilenler bilir.

Çağını Yakalayan Osmanlı adlı eserinde bu konuya müstakil bir bölüm ayıran Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, esere yazdığı önsözde kitabın ortaya çıkışına ilişkin olarak; “Zafer beyin havacılık konusunda ilgisini, sevgisini şahsen bildiğim ve İTÜ Uzay ve Uçak Bilimleri Fakültesi profesörleri olan öğrencilerinden vukufu konusunda duyduklarımdan sonra Türk Bilim Tarihi (TBTK) adına kendinden bir konferans vermesini rica ettim.

18 Mayıs 1990 tarihinde yaptığı konuşma, katılan bilim ve teknoloji tarihçileri tarafından büyük ilgi ile izlenmiş ve birçok soru ve yoruma konu olmuştu.

Bunun üzerine Kurum adına kendisinden konuşmayı genişleterek özellikle kendi tecrübelerini bizzat ifade ederek yazmasını rica ettim.

İşte 18 Mayıs 1990 tarihinde verilen konferans bugün okuyucuların eline mükemmel ve kapsamlı bir eser halinde sunulmaktadır. (s.IX)” demekle birlikte eserin maalesef ne o kadar kapsamlı ne de o kadar mükemmel olduğu söylenebilir.

Bununla birlikte, havacılık tarihine ilişkin bildiklerimize yenilerini eklediğini ve bazılarına ilişkin vakıf olduklarımızı kuvvetlendirdiğine ise hiç şüphe yok.

İlkin eserin başlığına değinecek olursak, başlığın eserin içeriğini vurgulamaktan uzak olduğunu söyleyebiliriz.

Zira eser her ne kadar 13 bölümlük içeriği ve başlığıyla birlikte havacılığa ilişkin çok genel bir intiba veriyor olsa da esasında eserin Zafer Orbay’ın 1945 yılında başlayan ve Türk Hava Kurumu, Türk Hava Yolları ve İTÜ gibi kurumlardaki tecrübeleri ile tanıklıklarının bir özeti niteliğinde.

Keşke, esere bu niteliğini önceleyecek bir başlık uygun görülseymiş.

Zira söz konusu bu tecrübe ve tanıklıklar eserin değerini azaltmamakta bilakis hiçbir kaynakta yer almayan detay bilgilere yer vermesiyle öne çıkmaktadır.

Örnek vermek gerekirse; Orbay’ın gittiği ve havacılık konusundan ilk bilgilerini edindiği Beyoğlu’ndaki Alman Okulu’nda 1930’lu yıllarda Almanya’dan gönderilen uçak modelleri ve planörler ile eğitimler yapılması ve fakat 1934 yılında Alman Okulu’ndaki Nazi propagandası sonucu Türk gençlerinin bu faaliyetlere katılmamaya başlaması.

Hatta, ilk sivil havacılık okullarından olan Vecihi Hürkuş’un Sivil Tayyare Mektebi’nin üç aylık ve 150 lira karşılığı planör pilotluğu, altı aylık ve 850 lira karşılığında ise motorlu uçak pilotluğu eğitimi vermesi.

Kitabın en ilginç ve havacılık tarih yazımı açısından önemli bölümleri ise, Orbay’ın Türk Hava Kurumu ile Türk Hava Yolları’ndaki mesaisine ilişkin anıları.

2. Dünya Savaşı sonrası özellikle havacılık başta olmak üzere birçok alanda dünyayı etkisi altına alan ABD’nin iktisadi ve siyasi yayılmacılığının THK nezdindeki tesirinin, çalışanların fabrikayı çalışır durumda tutmak için düdüklü tencere imalinden cıvata ve vida üretimine değin türlü proje ve çabalarına karşın Etimesgut fabrikasının kapatılması olduğu seziliyor.

‘Seziliyor’ fiilini seçmemin nedeni, Orbay’ın bu süreci Ekmeleddin İhsanoğlu’nun da önsöz de isabetli bir şekilde vurguladığı üzere oldukça ‘müeddep’ bir üslupla anlatmış olması.

Türk Hava Yolları bahsinde ise, Pan Am iş birliği ve teknik yardımdan filoyu modernize etmek için BOAC ortaklığı ile Viscount uçaklarının alımına kadar detaylar.

2009 yılında şimdilik ilk ve son kez ciltli ve kuşe kağıda hayli kaliteli olarak basılan 87 sayfalık eser maalesef sahaflar dışında temin edilemiyor.

İnsan, keşke böylesi bir birikim hem daha ayrıntılı hem de belki tecrübelerini belirli bir çerçevede kayıt altına alacak başka bir formatta (nehir söyleşi gibi) ilgililerle buluşsaydı demekten kendini alamıyor.


Posted

in

,