‘WheelTug’ Ne Zaman Hizmete Girecek?

WheelTug

Havayolu 101’de alternatif push-back ve taksi önerilerini ele aldığımızda yıl 2012 idi.

O tarihlerde dört farklı kurum ve firma, park pozisyonunda bulunan uçakların geriye doğru itilmesi işlemine alternatif yollar aramaktaydı.

WheelTug, Lufthansa Technik + L-3 Communications, Safran + Honeywell ve DLR (Deutsches Zentrum für Luft- und Raumfahrt), konuyla ilgili ciddi projeler geliştirmekteydi.

Push-back aracı kullanılmadan uçakları park sahasından çıkarabilmek ve taksi yapabilmelerini sağlamanın, en başta zaman ve akaryakıt tasarrufu olmakla birlikte diğer bazı getirileri de bulunuyor.

Motor kullanım sürelerinin azalması, taksi esnasında motora yabancı cisim kaçma (FOD) ihtimalinin düşmesi ve tekerlek frenlerinin kullanımının minimuma inmesi gibi faktörler, bakım giderlerinin azalmasının önünü açabilir.

Ayrıca taksi esnasında üretilen gürültü ortadan kalkacak ve push-back operasyonu için ihtiyaç duyulan personel sayısı azalabilir.

2012 yılı itibarıyla projesinde en fazla ilerleme kaydeden firma WheelTug olmuştu.

Sistem, 150 kg civarında bir ağırlığa sahip olan bir elektrik motorunun, uçağın ön tekerleğine yerleştirilmesi ve push-back işleminin bizzat pilotlar tarafından yapılması esasına dayanıyordu.

Şirket tarafından o tarihlerde yayımlanan bir videoda, söz konusu sistemin 2013 yılında fiilen kullanılmaya başlanacağı belirtiliyordu.

Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı.

Öncelikle, alternatif push-back sistemlerinin sağlayacağı belirtilen ekonomik katkı, akaryakıt fiyatlarındaki hızlı düşüş sonrasında eski önemini kaybetti.

Buna, söz konusu sistemlerin deneme süreçlerindeki uzamalar da eklenince, 2017 yılına geldiğimiz halde yukarıda bahsettiğimiz dört ayrı projeden hiç biri henüz hayata geçirilemedi.

‘WheelTug’ Ne Zaman Hizmete Girecek?

WheelTug

WheelTug CEO’su Isaiah Cox tarafından geçtiğimiz ay içerisinde yapılan bir açıklama, gözlerin yeniden bu projelere dönmesini sağladı.

Cox, WheelTug’ın sertifikasyon sürecinin başlatılması için Amerikan Federal Havacılık Dairesi’nden (Federal Aviation Administration – FAA) onay almayı başardıklarını belirterek, ürünün 2018 yılının sonunda hizmete girmeye hazır hale geleceğini söyledi.

Söz konusu sertifikasyon süreci öncelikle Boeing 737 tipi uçaklar için gerçekleştirilecek ve iki bölümden oluşacak.

İlk bölümde sistemin sürüş özellikleri, ikinci bölümde ise belli bir uçak tipine uygulanması ele alınacak.

Önceki yıllardan farklı olarak testler, Germania adlı havayolu şirketinin değil, Kanadalı bir taşıyıcı olan Air Transat’ın sağlayacağı Boeing 737-800 tipi uçakla gerçekleştirilecek.

Yerdeki denemelerin yanı sıra, özellikle WheelTug’ın monte edileceği ön tekerleğin ne gibi tepki verdiğini görebilmek için uçuş denemeleri de yapılacak.

Isaiah Cox’un açıklamasında dikkat çeken bir diğer husus, WheelTug’un havayolu şirketlerine sağlayacağı katkıya ilişkin olandı.

Cox, önceki yılların aksine, akaryakıt tasarrufundan pek bahsetmezken, push-back sürecinde kazanılacak zamanı ön plana çıkarmayı tercih ediyor.

Firmanın yaptığı hesaplara göre, klasik push-back süreci beş buçuk dakikada tamamlanırken, WheelTug ile bu süre bir dakikaya iniyor.

Bununla birlikte halen, dar gövdeli bir uçakta yılda 1 milyon USD civarında bir akaryakıt tasarrufu sağlanacağının iddia edildiğini de belirtelim.

WheelTug için şu ana kadar 22 farklı havayolu şirketi yaklaşık 1.000 adet sipariş vermiş durumda.

Alternatif push-back ve taksi sistemlerinin, bir takım maliyetleri olmasına karşın, havayolu şirketlerine sağlayacağı zaman ve maliyet tasarrufları sayesinde çok faydalı olacağına inanıyoruz.

Kim bilir, belki de ilerleyen yıllarda Airbus A320neo ve Boeing 737 MAX gibi uçak tiplerinde, bu tür cihazlar opsiyon olarak müşterilere sunulmaya başlanır.

Lufthansa, TaxiBot Aracını Denemeye Başlamıştı

Lufthansa Taxibot_Boeing 737-300_Frankfurt_March 2015_FRA
Lufthansa Taxibot

Yukarıda bahsettiğimiz ve uçakların üzerine küçük de olsa ilave bir motorun monte edildiği sistemlerin yanı sıra, TaxiBot adı verilen bir yöntem daha bulunuyor.

TaxiBot aslında, konvansiyonel push-back yönetiminin alternatif bir biçimde yeniden formulüze edilmiş hali.

Uçak yine bir push-back aracı ile itiliyor. Ancak push-back’in ardından başlayan taksi süreci, tamamen farklı bir görünüme bürünüyor.

Uçağın kontrolü pilota geçiyor ancak push-back aracı ön dikmeden ayrılmıyor ve uçak, pist başına kadar motorlarını çalıştırmadan, push-back aracı ile taksi yapıyor.

Pist başına gelindiğinde push-back aracı uçaktan ayrılıyor ve operatör tarafından gate’e geri götürülüyor.

TaxiBot’un, diğer alternatiflere göre bazı avantajları bulunuyor.

Bu yöntemde uçak üzerinde ve APU’da herhangi bir sistemsel değişiklik yapılmıyor, uçağın üzerine ilave bir ağırlık binmiyor ve push-back aşaması mevcut standartlar dahilinde gerçekleştirildiğinden pilotların işi zorlaşmıyor.

TaxiBot, Lufthansa Technik’in bir alt şirketi olan Lufthansa Engineering and Operational Services (LEOS) ile İsrail merkezli Israel Aerospace Industries (IAI) tarafından ortaklaşa geliştirildi.

European Aviation Safety Agency (EASA) tarafından sertifiye edilen 800 beygir gücünde bir hibrit-elektrik motoruna sahip olan TaxiBot’un ilk gerçek operasyon denemesi, 19 Şubat 2015 tarihinde Frankfurt Havalimanı’nda gerçekleştirilmişti.

Medya tanıtımı çerçevesinde yapılan denemede Lufthansa’ya ait bir Boeing 737 kullanılmıştı. TaxiBot’un geniş gövdeli uçaklarda kullanımı için ise testler devam ediyor.

TaxiBot’un kullanımıyla birlikte, Lufthansa’nın sadece uzun menzilli uçuşlarında yılda 2.700 ton akaryakıt tasarrufu sağlayabileceği hesaplanıyor.

TaxiBot şu an itibarıyla dünyanın tek sertifiye edilmiş ve gerçek operasyonda kullanılan alternatif push-back ve taksi yöntemi olma özelliğine sahip bulunuyor.


Posted

in

, ,