Istanbul_IST_Ataturk Airport_Boarding_Gate 302

Yolcuların Uçağa Biniş Şekli Nasıl Olmalı?

The Consumerist adlı web sitesinde okuduğum bir yazıda, bir kuantum fizikçisinin yolcuların uçaklara binişinin (boarding) optimizasyonu hakkında çalışmalar yaptığını öğrendiğimde, bu konuya biraz daha yakından bakmaya karar verdim.

Yolcuların uçağa biniş hızları, özellikle utilizasyonun (günlük uçak kullanım süresi) bir hayli önemli olduğu düşük maliyetli iş modelinde kritik bir role sahip.

Dolayısıyla, bu tarzda bir iş modelini benimseyen şirketler, 190 – 200 aralığında bir yolcu kapasitesine sahip uçaklarını 25 – 30 dakika gibi kısa bir süre içerisinde çevirebilmek (turn around) amacıyla farklı farklı boarding şekilleri denemekte.

Bunlardan en radikali, yolculara koltuk numarası dağıtılmaması.

Düşük maliyetli iş modelinin kralı, yılda 100 milyondan fazla yolcu taşıyan Southwest, boarding aşamasında bunu tercih edenlerden.

Böylece, istediği koltuğa oturmak isteyen yolcular hem boarding için havalimanına erken geliyor hem de biniş için start verildiğinde birer Usain Bolt haline evriliyor.

Neticede boarding süresi en kıs süreye indirgenmiş edilmiş oluyor.

Tabii şirketlerin iş modellerine ve yerde kalış sürelerinin uzunluğuna göre tercih ettikleri başka boarding uygulamaları da mevcut.

Yukarıdaki grafikte bunlardan bazıları görülüyor.

Basit şekildeki “zone boarding” modelleri olduğu gibi, pencere – koridor – orta koltuk kombinasyonu ile hayli karmaşık yöntemler de mevcut.

Asıl önemlisi, söz konusu boarding modellerinin pratiğe ne oranda geçirilebildiği.

Ne kadar sürat, o kadar yüksek zamanında kalkış oranı.

not: grafiklerdeki numaralar, yolcuların biniş sırasını göstermektedir.


Posted

in