Açık Semalar ve Rekabet

Ağustos ayında çıkan bir habere göre, ‘Açık Semalar’ anlaşmasından faydalanma konusunda ABD tarafından izni ilk koparan, İrlandalı bayrak taşıyıcı Aer Lingus oldu.

Mart 2008’den itibaren yürürlüğe girecek Açık Semalar anlaşmasıyla birlikte ABD ile AB arasındaki transatlantik hatlarda kısıtlamalar kalkıyor.

Böylece Aer Lingus daha şimdiden o tarihe yönelik reklam yapma ve rezervasyon alma hakkına kavuştu.

Filosuna yeni katacağı Airbus A330’larla birlikte Aer Lingus, Washington seferlerini artırırken San Francisco ve Orlando’yu da uçuş ağına katacak. AB’nin izin verdiği ilk şirket ise Delta Air Lines olmuştu.

Avrupalı havayollarından özellikle İngilizler, Açık Semalar kelimesini duyduklarında yüzlerini buruşturuyor.

Ellerinde imkân olsa, bu anlaşmanın tarafı olmaktan kesinlikle uzak dururlardı. Zira British Airways ve Virgin Atlantic yıllardır transatlantik hatlarının bol kârlı ekmeğini yemekle meşguldü.

Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.

Zaten bu anlaşmanın Mart 2008’de yürürlüğe girecek olmasının sebebi yine İngilizler. Zira anlaşma normal şartlarda bu tarife değişiminde, yani 28 Ekim’de yürürlüğe girecekti.

Avrupa Birliği’nin Açık Semalar kapsamında üzerinde önemle durduğu bir nokta, ABD’nin havayolu şirketlerindeki mülkiyet hakları hakkındaki tavrı.

Şu anda ABD, iç hatlarında faaliyet gösterecek havayolu firmalarının hisse ve yönetim kurulundaki oy haklarındaki çoğunluğun ABD vatandaşlarının elinde olmasını şart koşuyor. Virgin America’da yaşanan problem hepimizin aklında. VA, uçuş izni alabilmek için aylarca beklemişti.

2010 yılında Açık Semalar kapsamında ABD’nin bu kuralları gevşetmesi gerekiyor. Aksi takdirde AB üyeleri bu anlaşmadan tek taraflı olarak çekilebilir.

Özellikle İngiltere bu maddede çok hassas. Aslında bir bakıma çok haklılar. Bir yandan liberal ekonomiyi savunup, diğer yandan ‘millî güvenlik’ bahanesiyle yabancı yatırımcıyı engellemek çelişkili bir durum.

Geçen Pazartesi gelen bir haberde ise Air France-KLM ve Sky Team’den ortağı Delta’nın CEO’larının 17 Ekim’de Paris’te transatlantik uçuşları konusunda bir basın açıklaması yapacakları belirtildi.

Kesin bir bilgi olmamakla birlikte, bu toplantıda AF-KLM ile Delta’nın ‘Açık Semalar’ anlaşması sonrasına yönelik bir işbirliği programı açıklamaları bekleniyor.

British Airways de direnmenin beyhude olduğunu görmesinin ardından kolları sıvadı.

Heathrow’daki dededen kalan haklarını (grandfather rights) büyük bir koz olarak kullanacak gibi görünüyor.

İlk aşamada, Gatwick’ten düzenlediği Dallas/Fort Worth ve Houston/Bush Intercontinental uçuşlarını Heathrow’a kaydıracak. Hem de ilk yıl iniş ücreti ödemeyecek ve ikinci yılki ödemeler %50 indirimli olacak.

Netice itibarıyla AB ve ABD arasındaki havayolları harıl harıl yeni, daha rekabetçi döneme hazırlanıyor. Fırsattan istifade etmeye çalışıyor.