ABD Başkanı Donald Trump, ülke içindeki kaçak göçmenleri tespit için her yolu deniyor.

Bunların arasında, iç hat uçuşlarında seyahat eden yolcuların takibi de var.

ABD Ulaşım Güvenlik Dairesi (Transportation Security Administration – TSA), bu çerçevede etkin rol oynuyor.

TSA, uçakla seyahat edecek yolcuların adlarını düzenli bir biçimde, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesiyle (Immigration and Customs Enforcement – ICE) ile paylaşıyor.

Gelen yolcu adlarını kendi veri tabanıyla eşleştiren ICE, hakkında sınır dışı edilme kararı bulunan yolcuları, söz konusu havalimanlarında belirleyip tutukluyor.

Geçen mart ayında sessiz sedasız başlatılan TSA x ICE işbirliği sonucunda şimdiye kadar bu şekilde kaç kişinin yakalandığı açıklanmıyor.

20 Kasımda Boston Logan Havalimanı’nda yakalanan üniversite öğrencisi Any Lucía López Belloza’nın iki gün içinde ülkesi Honduras’a sınır dışı edilmesi, bu işbirliğine örnek gösteriliyor.

Boston’dan Texas’taki bir havalimanına seyahat eden López’in, biniş kapısından geri çevrilerek müşteri ilişkileri bölümüne yönlendirildiği ve sonrasında bir federal ajan tarafından tutuklandığı belirtiliyor.

Ekimde de Marta Brizeyda Renderos Leiva adlı bir yolcunun Salt Lake City Havalimanı’nda benzer biçimde yakalanmış ve El Salvador’a sınır dışı edilmişti.

7 Mayıs 2025 itibarıyla, 18 yaş ve üzeri yolcular ABD iç hat uçuşlarında TSA güvenlik noktalarından geçebilmek için ABD’de “Real ID” olarak kabul edilen belgelerden bir tanesini yani federal hükümetin belirlediği güvenlik standartlarını karşılayan kimlik belgesini göstermek zorunlu hâle gelmişti.

Havalimanlarındaki kaçak göçmen takibinde, bu gelişmenin de katkısı olabilir.

Hatırlanacağı üzere, Donald Trump’ın resmen göreve başladığı 20 Ocak gününden 31 Temmuz’a kadar geçen zaman diliminde, tam 62 ülkeye kaçak göçmen uçuşu gerçekleştirilmişti.

Sadece temmuzda yapılan uçuş sayısı 200’ü geçerken, toplam uçuş sayısı 1.000’i aşmıştı. Bu sonuç, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 artış anlamına geliyordu.

Sınır dışı edilenlerin yüzde 90’dan fazlası, Karayipler ve Güney Amerika’daki ülkelere gönderilmişti.

Listenin ilk sıralarında Guatemala, Honduras, Meksika ve El Salvador yer alıyordu.