Oksijen maskesi takmış pilotlar

10 Bin Metrede Beynin Yakıtı: Oksijen

Dikkat, hız ve karar gücü için pilotların en kritik destekçisi.

Kokpitin kapalı kapıları ardında işler çok karmaşıktır.

Pilotlar yalnızca düğmelere basıp kalkış – iniş yapmazlar; yüzlerce sistemin kontrolünü sağlar, hava trafiğiyle iletişim kurarlar. Beklenmedik durumlarda saniyeler içinde kritik kararlar alırlar. Bu becerilerin tamamı bilişsel performansla doğrudan ilişkilidir.

Oksijen maskesi takmış pilotlar
Oksijen maskesi takmış pilotlar

Gökyüzünde emniyeti sağlayan unsurların ardındaki hassas dengenin başında oksijen gelir. İnsan vücudu, özellikle de beyin, sürekli ve yeterli oksijen almadığında dikkat, hafıza, tepki süresi ve karar verme gibi zihinsel becerilerde kısa sürede işlev kaybına uğrar.

Yüksek irtifada atmosfer basıncı düşer. Kabinler basınçlandırılmış olsa da ticari uçaklarda bu basınç deniz seviyesinden 2.400 metre rakıma denk gelen bir basınca ayarlıdır. (Yeni nesil yolcu uçaklarında 1.800 metre)

Bu da yolcuların ve pilotların daha az oksijen soluduğu anlamına gelir. Yolcular bu duruma bir süre dayansa da uzun menzilli uçuşlarda yorgunluk ve konsantrasyon sorunları yaşayabilirler.

Pilotlar ise risk altındadır çünkü 10 bin metre yüksekte, kabin basıncı düşmüş bir ortamda pilotun saniyeler içinde doğru karar alması gerekir. Bu nedenle kokpite verilen oksijen, yalnızca bir fizyolojik gereklilik değil; uçuş güvenliğinin en kritik halkasıdır.

İşte bu noktada devreye giren en büyük tehdit hipoksidir. Yani oksijen yetersizliği. Hipoksi sinsidir: Pilot farkına varmadan önce performansı çoktan düşmeye başlamış olabilir.

Oksijen Yetersizliğinin Etkilediği 3 Kritik Beceri

  1. Dikkat ve Konsantrasyon. Hipoksi odaklanmayı zorlaştırır, hata riskini artırır.
  2. Karar Verme. Ani kararların saniyeler içinde alınması gerekir. Oksijen yetersizliği bu süreci yavaşlatır.
  3. Çoklu Görev. Pilotların aynı anda birçok görevi yürütme becerisi oksijen eksikliğinde ciddi şekilde zayıflar

Bu yüzden ani basınç kayıplarında oksijen maskeleri devreye girer. Yolcuların maskeleri birkaç dakika idare edecek şekilde tasarlanmıştır. Pilotların maskeleri ise daha dayanıklıdır ve iletişim sistemine entegredir.

Alman Havacılık ve Uzay Merkezi (DLR), bu yıl Fransız pilotlarla birlikte oksijen maskelerinin zihinsel performansa etkisini ölçtü.

18 pilot, maskeli ve maskesiz şekilde iki farklı testten geçirildi:

  1. Tepki Süresi Testleri: Maskeyle doğruluk değişmedi, yalnızca tepki süreleri yüzde 4 ilâ 7 oranında yavaşladı.
  2. İşitsel Hafıza Testi (N-back): Basit görevlerde fark görülmedi. Ancak iş yükü artıp çoklu görev devreye girdiğinde doğruluk oranı yüzde 27 düştü, tepki süresi yüzde 29 yavaşladı.

Maskelerin performansı dramatik biçimde düşürmediği, asıl sorunun yüksek iş yükü ve stres olduğu görüldü.

Ek olarak, yeni tasarlanan Mask B, standart modele göre daha iyi sonuç verdiği anlaşıldı. Yani ergonomik tasarım, pilotların performansını doğrudan etkiliyor. Bu durumda pilotların düzenli olarak maskeyle eğitim almaları, maskeye alışmalarını çabuklaştırır ve acil durumlarda performans kaybı yaşamamalarını sağlar.

Havacılık sektörü oksijen maskelerini daha güvenli ve kullanışlı hale getirmek için sürekli çalışıyor.

Gelecekte maskeler pilotun oksijen satürasyonunu anlık ölçebilir, hipoksi riski olduğunda erken uyarı verebilir, yapay zekâ destekli kokpit sistemleri bilişsel yükü izleyip pilotu destekleyebilir.


Posted

in

,