Havalimanlarının Geleceğindeki 6 Önemli Unsur

Günümüzde her yıl 7 milyar yolcu havayolu ile seyahat ediyor.

2029 yılına kadar bu sayının iki katına çıkarak, 14 milyara ulaşması bekleniyor.

Havayolu şirketlerinin bu talebi nasıl karşılayacağı belli: uçak satın alarak filo kapasitesini artırmak.

Pek iyi, ya havalimanları?

Havayolu şirketlerine göre çok daha statik bir yapıya sahip olan havalimanlarının sadece yeni terminal binası inşa ederek bu muazzam taleple başa çıkması mümkün değil.

İşte bu noktada devreye “inovasyon” giriyor. Zira daha hızlı, daha akıll ve daha iyi havalimanlarına sahip olmanın yolu, inovasyondan geçiyor.

Amerikan mühendislik firması AECOM’un web sitesinde, geleceğin havalimanlarını şekillendirecek altı önemli unsur ele alındı:

Emniyet

Havalimanlarındaki pistlerin ve taksi yollarının yerleşim planı, uçakların yerde emniyetli bir biçimde hareket etmesinin en temel şartıdır. Bir havalimanında trafik arttıkça, pist ihlali riski de artmaktadır. Bunu en aza indirmek amacıyla Amerikan Federal Havacılık Dairesi FAA, ülkedeki 6.000’den fazla havalimanını kapsayan bir çalışmaya imza attı. Hava fotoğrafları kullanılarak tüm havalimanları kayda geçirildi. Bulut temelli bir haritalama yazılımı üzerinden, 2007-2013 yılları arasında meydana gelen pist ihlalleri analiz edildi.

Peyzaj

Olumlu bir yolcu deneyimi elde etmek ve havalimanının cazibesini artırmak için, terminal binasının fizikî görünümünü geliştirmek şart. Abu Dabi Havalimanı’nda halen inşa edilmekte olan Midfield Terminal, buna güzel bir örnek. Birleşik Arap Emirlikleri’nin kültürünü ve doğasını yansıtmayı amaçlayan farklı ve sürdürülebilir peyzaj tasarımı sayesinde Midfield Terminal, yolcular için son derece canlı bir seyahat ortamı sağlıyor.

Sürdürülebilirlik

Bir havalimanının başta enerji olmak üzere ihtiyaç duyduğu kaynaklar düşünüldüğünde, sürdürülebilir bir tesise sahip olmanın zorluğu daha iyi anlaşılabilir. Kamu beklentileri, düzenlemeler ve maliyet düşürücü tedbirler de devreye girince, bir havalimanını verimli bir biçimde işletmek daha da meydan okuyucu bir hal alıyor. San Diego Havalimanı’nda geliştirilen ve 1 milyar USD maliyeti olması beklenen Green Build adlı proje çerçevesinde ilk olarak 8 MW gücünde bir güneş enerjisi santrali kuruldu. 2030 yılına gelindiğinde, San Diego Havalimanı’nın yıllık enerji ihtiyacı %30 oranında azaltılırken, tamamen yenilenebilir enerji kaynakları kullanılır olacak.

Planlama

Havalimanı bölgesindeki yerel topluluklarla güçlü ve olumlu bir bağ kurabilmek başarıya giden yoldaki bir diğer unsurdur. Avustralya’nın batı kıyısında yer alan Perth Havalimanı, web tabanlı bir uygulama (Protected Airspace Assessment Tool) üzerinden, yerel topluluklarla sürekli bir biçimde iletişim halinde bulunuyor. Benzer bir çalışma Melbourne Havalimanı tarafından da yapılyor. Kamuoyu ile, havalimanının genişletilmesi projesi kapsamında inşa edilecek yollar ve pistlere ilişkin iletişim, web tabanlı uygulama üzerinden yapılıyor.

Finans

Havalimanı yatırımlarının maliyetleri son derece yüksek olabiliyor. Özellikle gelişmiş Batı ülkelerinde bu gibi projelerin hayata geçirilmesi, çok yüksek meblağlar gerektiriyor.  New York LaGuardia Havalimanı’nda devam eden terminal yenileme projesi buna güzel bir örnek. Kamu-özel ortaklığı sistemiyle yapılan projede inovasyon, verimlilik, şeffaflık ve yolcu hizmetleri, en temel dört unsur olarak öne çıkıyor.

Güvenlik

Mâlûm, günümüzde güvenlikle ilgili sorunlar dendiğinde akla ilk olarak havayolu sektörü geliyor. Sektörde güvenlik ihtiyacı bu denli yüksek olunca, devreye akıllı güvenlik çözümleri giriyor. Los Angeles Havalimanı operasyon kontrol merkezi ile sahada olan personel arasındaki bağlantıyı güçlendirmek amacıyla tablet pc tabanlı bir uygulama geliştirildi. Havalimanı bakım ve onarım, enerji ve güvenlikle ilgili her türlü bilgi anlık olarak sahadaki personel ile paylaşılabiliyor.


Posted

in