Havayolu sektörünün gelmiÅŸ geçmiÅŸ en efsanevî ÅŸirketlerinden olan Pan Am, bundan 30 yıl kadar önce, Pasifik hatlarını United Airlines‘a satmak zorunda kalmıştı.
Aslına bakarsak, söz konusu satış işlemine ilişkin anlaşma 22 Nisan 1985 tarihinde imzalanmış; hatların devri ise 7 Şubat 1986 tarihinde gerçekleştirilmişti.
Peki; Pan Am’ı, böyle bir ÅŸey yapmaya iten etken neydi?
Pasifik hatları zarar mı ediyordu?
Hayır.
Tam tersine, Pan Am, Pasifik hatlarını kârlı bir biçimde işletiyordu.
Ancak ÅŸirketin 1980’li yılların baÅŸlarından itibaren yaÅŸamaya baÅŸladığı mâlî sıkıntılar, onu böyle bir anlaÅŸma yapmaya zorlamıştı.
O dönem itibarıyla yeni teslim alınan Airbus A300 ve A310 uçaklarının yanı sıra, 1984 yılında sipariÅŸi verilen Airbus A320 tipi uçakların finansman ihtiyacı, Pan Am’ın acil bir biçimde nakit bulmasını gerektiriyordu.
Bu yüzden şirketin, o an için en cazip olan, en kolay bir biçimde müşteri bulabilecek olan bir bölümü satışa çıkarılıyordu.
Pan Am ile United arasında varılan anlaşma sadece uçuş haklarını kapsamıyordu.
Pan Am’ın Pasifik bölgesindeki, Hawaii hariç, tüm varlıkları da United’a geçiyordu.
18 adet Boeing 747SP ve Lockheed L1011-500 tipi uçak ile birlikte, 2.700 Pan Am personeli, 7 Şubat 1986 tarihinden itibaren artık United bayrağı altında çalışmaya başlıyordu.
Havayolu sektöründe örneÄŸine pek sık rastlanmayan bu devir iÅŸlemi için taraflar, 750 milyon USD’ye (bugünkü karşılığı 1,7 milyar USD) anlaÅŸmıştı.
Sonuçta her iki taraf da memnundu.
Pan Am, acilen ihtiyaç duyduğu nakte kavuşurken, United ise küresel bir taşıyıcı olmanın ilk adımını atıyordu.
Zira o tarihe kadar Pasifik bölgesinde sadece Tokyo’ya seferi bulunan United, bir anda, Japonya’nın yanı sıra Tayland, Singapur, Güney Kore, Filipinler, Çin, Tayvan, Avustralya ve Yeni Zelanda’ya sefer yapar hale gelmiÅŸti.
Gelgelelim, Pan Am tarafında durum pek de parlak değildi.
Pasifik hatlarının satışı kısa süreli bir rahatlama getirse de uzun vadede Pan Am’ın derdine derman olamadı ve ÅŸirket, 1991 yılında iflas etti.