Elektrikli “Özel Hava Araçları”

Geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım yazıma göz atma fırsatınız olduysa, elektrikli araçların nasıl ilgi alanı haline geldiğini, bu sürecin son yıllarında elektrikli hava araçlarının geliştirilmeye başlandığını ve meyvelerini önümüzdeki 5-10 sene gibi bir sürede alabileceğimizden bahsettiğimi görmüşsünüzdür.

Mevcut teknolojiler dahilinde, elektrikli hava aracı konseptinin, bir Boeing 777’yi uçurabilmekten çok uzakta olduğunu, odağın farklı tasarımlara -mecburen- yönelmek zorunda olacağını belirtmiştim.

Çünkü klasik bir yolcu uçağını elektrikli motorlarla havalandırmak imkansız değildir, ancak bu iş, dünyanın en verimsiz ve hantal hava aracını icat etmek olacaktır.

Bugün toplu sivil hava ulaşımında ihtiyaç duyulan uçakların kapasiteleri, elektrikli uçaklar için de aynı şekilde geçerlidir.

80 kişi ve altı kapasiteye sahip uçaklar pek talep görmeyecektir.

Yine bir önceki yazımda bahsettiğim gibi ağır tonaja sahip uçakların elektrikli motorlar ile çalıştırılması bazı zorlukları beraberinde getirmektedir.

Volocopter

Tabii elektrikli motorların CO2 emisyon değerlerinin sıfır olması, sağlanan enerji üzerinden verimliliğinin düşük olmasını, yüksek irtifalarda stabilitenin kaybolmaya başlamasına karşı artılar ve eksiler olarak terazinin karşı kefelerinde yerini alıyor.

Şimdilik negatif yönler biraz daha ağır basıyor olsa da bilim insanlarının geliştirmeye çalıştığı ve vadettiği sistemler, bu araçların yakında gökyüzünde boy göstereceğini anlatıyor.

Bugün sadece UTAS (UTC Aerospace Systems) firmasının ABD’deki yatırımı 3 Milyar $’ın üzerinde. Aldığı patent ise 1000’i geçmiş durumda.

Airbus Vahana

Tabii UTAS açıklamalarında, laboratuvarlarındaki elektrikli motorların devreye girebilecek aşamaya geldiğini ve Boeing 787 tipi uçaklarda hizmete alınması için süreçlerini devam ettirdiklerini ifade ediliyor olması çok önemli.

Bir kaç bin saatlik test uçuşlarına yavaş yavaş başladıkları bilgisi de heyecan verici.

Tüm çaba ve araştırmalar daha güçlü ve stabil motorları üretmek ve uçakların gövdelerini en az %35-40 civarında düşürmek üzerine bugün.

Tabii ki elektrikli uçakların ağırlıklarını düşürebilmek için yapılan teknolojik yenilikler önemli gelişmeler olsa da, 200 kiloluk birinin 10-15 kg zayıflaması ile duyacağı sevinç gibi hissettiriyor. Yine de bu alandaki teknolojinin iyi yolda olduğunu söyleyebiliriz.

Tüm bu gelişmelerin yaşandığı bilim ormanında, alttan filizlenen bir diğer alan ise PAV’lar.

Benim gelişme hızının çok daha yüksek olacağına inandığım bölüm.

Personal/Private Air Vehicles, yani kişisel uçan araçlar.

Bu konuyu herhalde 5-6 farklı yönü ile ele almak ve bilimsel bir konu başlığı olarak sürdürmek bile mümkün. Hava trafiğinin gelişimi, araçlardaki teknolojiler, iniş-kalkış noktaları üzerine çalışmalar gibi.

Eğer PAV’ların kullanım kolaylığı ve hava trafiğinin dizayn edilmeye başlaması için mecburi altyapı çalışmalarını şimdilik bir kenara bırakırsak, çok daha hafif ve tasarlanabilir olan bu araçlar tabii ki 10-15 kişiye kadar çıkabilecek kapasiteyi karşılayabilecek teknolojik altyapıya bugünden sahipler.

Dahası da hızla geliyor diyebiliriz.

Bu gelişmeler ışığında, PAV’ların ulaşacağı nokta beklentileri karşılayabildiği gün geldiğinde, bilim ve teknoloji insanlarının artık devasa uçakları elektrikli motorlarla uçurmaya çalışmaktan vazgeçip, PAV ve türevlerine yoğunlaşabileceği ihtimali bana daha gerçekçi geliyor.

Yani sürekli bir biçimde mumu geliştirmeye çalışmak yerine ampül icat edilebilir ve bu yönde çok önemli yol kat edilebilir.

Yukarıda, “şimdilik bir kenara bırakalım” diye bahsettiğim kontrol-kumanda sistemleri, hava trafiği ve altyapı dizaynı konusunda bir süredir devam ettiğimiz çalışmaları da kısa süre sonra sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyacağım.

Konuyla ilgili ilk yazı: Elektrikli Hava Araçları


Posted

in

,

Comments

One response to “Elektrikli “Özel Hava Araçları””