Elektrikli uçakların ticari anlamda yaygın bir biçimde kullanılmasının önündeki en önemli engel, pil ömrü.
Mesela, Çin’de geliştirilen ve seri üretime hazır hale gelen RX1E adlı elektrikli uçak, bir buçuk saat boyunca şarj edildikten sonra ancak 45 – 60 dakika kadar havada kalabiliyor.
Airbus’ın üzerinde çalışmaya devam ettiği ve 120 adet lityum ion pilin güçlendirdiği 30kw gücündeki iki motoru bulunan E-Fan 2.0 Aircraft adlı elektrikli uçağın havada kalma süresi de bir saat civarında.
MIT’nin Geliştirdiği Yeni Pil, Elektrikli Uçaklar İçin Ümit Veriyor
Elektrikli uçakların pil sorununun farkında olan ve çalışmalarına Massachusetts Institute of Technology (MIT) bünyesinde devam eden bir grup araştırmacı, elektrik üretimi için yeni bir sistem geliştirdi.
Yeni güç kaynağının potansiyel enerji yoğunluğu, petrokimya içerikli güç kaynaklarıyla aynı seviyede ve piyasada bulunan lityum ion pillerden daha kuvvetli.
MIT’de kimya profesörü olarak çalışan Michael Strano yaptığı açıklamada, yeni geliştirdikleri güç kaynağının teorik olarak her büyüklükte uçakta kullanılabileceğini belirtiyor.
Söz konusu yeni yaklaşım, Strano ve ekibi tarafından 2010 yılında yapılan bir keşfe dayanıyor.
Küçük karbon silindirlerden oluşan bir kablo (karbon nanotüp), bir ucundan diğerine ısıtıldığında elektrik akımı üretebiliyor.
Michael Strano ve ekibi bu sürecin verimliliğini 1.000 kattan daha fazla geliştirerek, günümüzdeki pillerden çok daha kuvvetli olan cihazlar üretti.
MIT’de geliştirilen yeni pillerin, mevcut lityum ion pillere nispeten 7 kat daha fazla güç ürettiği belirtiliyor.
Bu çok önemli keşif ve akabinde gelen icat önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde ticarî kullanıma uygun hale getirilebilirse, elektrikli uçaklar çok daha uzun süreyle havada kalabilecek ve yaygınlaşacaktır.
Kim bilir belki de Airbus’ın 2050 yılı itibarı ile 100 kişilik elektrikli yolcu uçaklarını satışa sunma hedefi, çok daha öncesinde gerçek olacak.