Havayolu 101’de ilk olarak 2013 yılında duyurduğumuz ve Bag2Go adlı şirkete ait olan teknoloji harikası bavullar, kısa bir süre içerisinde hayatımızın bir parçası haline gelebilir.
Hatırlanacağı üzere Bag2Go; Airbus, T-Systems ve RIMOWA tarafından başlatılan bir ortak inovasyon projesinin sonucunda, RIMOWA’nın bir alt şirketi olarak bu yılın başında kurulmuştu.
1 Şubat 2015 tarihinden itibaren şirketin CEO’su olarak görev yapan Jan Reh, aynı zamanda 2012 yılında bu projeyi Airbus İnovasyon Merkezi’nde başlatan kişi.
Temelde RFID teknolojisine dayanan ve içerisindeki bir SIM kartı üzerinden tüm seyahat süreci boyunca nerede olduğunu otomatik bir biçimde bildiren bu yeni bavul, gerçekten devrim niteliğinde.
Bavulun üzerine entegre edilmiş bir elektronik etiket ve E-Ink firması tarafından geliştirilen Mobius adlı esnek ekran, Bag2Go’nun öne çıkan özelliklerinden.
Bag2Go’nun kullandığı teknoloji, havalimanlarındaki bagaj yönetimi sistemleriyle standart bir biçimde senkronize olacak şekilde tasarlandığından, bu bavulun kullanımı, havalimanı işletmecilerine ve havayolu şirketlerine ilave bir maliyet yükü getirmiyor.
Uçakla yapılan seyahatlerde her yıl yaklaşık 26 milyon bavulun kaybolduğunu ve bu durumun havayolu şirketlerine olan maliyetinin 2,5 milyar USD civarında olduğu düşünüldüğünde, Bag2Go gibi konsepte sahip bir ürünün uzun vadede ne denli katkı sağlayabileceği açıkça anlaşılıyor.
Yolcu olarak bavulunuzu yanınızda taşıyabileceğiniz gibi, çıkış ve varış adreslerini bildirdiğinizde, mesela bavulunuzun evinizden alınıp gideceğiniz otele götürülmesi de mümkün.
Bag2Go Nasıl Çalışıyor?
Bag2Go’nun ilk iş ortağı Lufthansa firması oldu.
2016 yılının başından itibaren resmen hizmete verilmesi planlanan bu ürün için, Lufthansa’nın mobil uygulamasına özel bir bölüm eklendi.
Akıllı telefonunuz aracılığıyla bu uygulamayı açtığınızda, bavulun ekranı da aktif hale geliyor.
Böylece bavul içinde kaç kilo eşya taşıdığınızı ve ağırlık sınırının dahilinde olup olmadığını kolayca görebiliyorsunuz.
En son uçuş bilgilerini, kalkıştan beş saat önce uygulamaya girmek yeterli.
Ayrıntılar, havayolu şirketinin sistemi ile senkronize olan T-Systems bulutu aracılığıyla Bag2Go sunucusuna doğru yola çıkıyor.
Bavulun üzerindeki ekranda check-in’in başarılı olduğu onayı görülüyor. Havayolu şirketi verileri işliyor ve bir barkod oluşturuyor. Yolcuyu tanımlayan bu barkod, bavulun hareketlerini izlemek için kullanılıyor. Tüm bu işlemler sayesinde sahibi olmadan bavul havalimanına gitmeye hazır duruma geliyor.
Check-in işlemini gerçekleştirdikten sadece on dakika sonra, Bag2Go şoförü bavulu almak için kapınıza geliyor.
Kalkıştan üç saat önce havalimanının kalabalık olması Bag2Go yolcusunu etkilemiyor; çünkü bavulu Bag2Go şeridine yerleştirilmiş oluyor.
Kalkıştan 30 dakika önce akıllı telefonunuza bavulunuzdan mesaj geliyor:
“Airbus A320 uçağına doğru yola çıktım.”
Bavul on metre aşağıda uçağın bagaj bölümüne yükleniyor. Bir başka mesaj daha geliyor:
“Uçakta, koltuğunun sadece birkaç metre aşağısındayım.”
Yolcular telefonlarını uçuş moduna alırken, bavulun modülü de otomatik olarak kendini kapatıyor.
Uçak yere indikten sonra telefonunuzu açtığınız anda bavul uykusundan uyanıyor ve “indim” mesajı geliyor.
Eşyalarının gelip gelmediğini merak ederek bagaj şeridine doğru hızla ilerleyen diğer yolcuların aksine Bag2Go kullanan yolcuların endişelenmesi için hiçbir neden yok.
Çünkü yolcunun cep telefonuna; “Otele doğru yola çıktım” mesajı geldi bile.
Yolcu, yanına aldığı hafif evrak çantası ile terminalden ayrılmaya hazır oluyor. Kısa bir süre sonra başka bir mesaj alıyor:
“Yerime ulaştım. 213 numaralı odada seni bekliyorum.”