Vecihi Hurkus_bir tayyarecinin anilari_hatirati_kitap_kapak_yky

Kitap Notları: Bir Tayyarecinin Anıları

Kitap notları bölümümüzde bu kez, Türk havacılığının simge isimlerinden Vecihi Hürkuş’un en heyecanlı filmlere bile taş çıkartan hayatına dair hatıraların yer aldığı, “Bir Tayyarecinin Anıları” adlı emsalsiz eseri ele alıyoruz.

2014 yılında Yapı Kredi Yayıncılık tarafından ikinci baskısı yapılan kitap, 423 sayfa.

(ISBN no: 975-08-0219-5)

Vecihi Hurkus_bir tayyarecinin anilari_hatirati_kitap_kapak_yky
Bir Tayyarecinin Anıları

Aslında kitabın ilk baskısı 2000 yılında yapılmıştı. Ama bazı sebeplerden ötürü bir türlü yeni baskısı yapılamayan kitabı okumak, ancak çok sonra kısmet oldu.

Kitap üç bölümden oluşuyor.

İlk iki bölüm bizzat Vecihi Hürkuş tarafından kaleme alınırken, üçüncü ve son bölüm, Hürkuş’ın notların derleyen kızları, Gönül Hürkuş Şarman ve Sevim Hürkuş Maxon tarafından yazılmış.

Zaten kitabı yayına hazırlayanlar da bu iki hanımefendi.

Vecihi Hürkuş anılarına, havacılığa nasıl adım attığını anlatarak başlıyor.

Daha 19-20 yaşlarındayken uçmaya başlayan Hürkuş, hayata veda ettiği 1969 yılına kadar havacılıkla olan bağını hiç koparmıyor.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Kafkasya Cephesi’nde görev yapan Vecihi Hürkuş, Ruslara esir düşüyor.

Diğer esirlerle birlikte Hazar Denizi’nin ortasındaki bir adaya götürülen Hürkuş, bir şekilde buradan kaçmayı başararak İstanbul’a geri dönüyor ve savaşın son döneminde burada mücadele ediyor.

Hemen ardından da İstiklal Savaşı günleri başlıyor.

İstiklal Savaşı boyunca bir çok cephede uçaklarıyla mücadeleye destek veren Hürkuş, bir çok kaza ve tehlike atlatıyor.

Vecihi Hurkus_ucak
Vecihi Hürkuş

Kitabın ikinci bölümü, 1925 yılı ile başlıyor.

Vecihi Hürkuş artık sivil hayattadır.

Gerek yurt içinde havacılığı sevdirmek ve tanıtmak üzere yapılan turlar ve gerekse yurt dışındaki uçak fabrikalarına yapılan ziyaretlere ilişkin ayrıntıları bu bölümde bulmak mümkün.

Bir süre TOMTAŞ adına test pilotu olarak da çalışan Hürkuş, ülkemizin ilk uçak fabrikasının talihsiz kaderini açık bir biçimde ele almış.

Yine Türk Hava Kurumu’nun (Türk Tayyare Cemiyeti) başından geçen olumsuzluklara da kitabın sayfaları arasında sık sık rastlamak mümkün.

O yıllarda iki kez kendi uçağını üreten Vecihi Hürkuş, her ikisinde de türlü zorluk ve engellerle karşılaşıyor.

İlk uçağını bir kaç kez uçurduktan sonra bir daha göremezken, ikinci üretimi olan “Vecihi XIV” adlı uçağını, Türkiye içerisinde uçuş sertifikası verilmediğinden, sökerek Çekoslovakya’ya götürmek ve orada sertifika almak zorunda kalmış.

1931 yılının başlarında gerekli testlerden başarıyla tamamladıktan sonra, yine kendi ürettiği bu uçakla Türkiye’ye geri dönüyor.

Kendi uçağıyla geniş bir ülke turu yaptıktan sonra, bu kez, yurt içi hava posta taşımacılığı işine girişmek için kolları sıvıyor.

1932 yılının sonlarında, “Vecihi Sivil Tayyare Mektebi” kuruluyor.

1933 yılında, ülkemizin yetiştirdiği en önemli girişimcilerden olan Nuri Demirağ ile Vecihi Hürkuş’un yolu kesişiyor.

Sivil Tayyare Mektebi’nin ziyaret eden Demirağ, Vecihi Hürkuş’a hemen bir uçak siparişi veriyor ve o tarihten itibaren havacılık işleriyle yakından ilgilenmeye başlıyor.

Ve 6 Ekim 1933 tarihinde, “Nuri Bey” adlı Vecihi XVI tipi uçak, ilk deneme uçuşunu başarıyla gerçekleştiriyor.

Nuri Bey_kabin_türk_yolcu_ucak_Vecihi Hurkus

Vecihi Hürkuş anılarında, Türkkuşu’nun kuruluş hikâyesini de ayrıntılı bir biçimde ele alıyor.

Kitabın ikinci bölümü, Vecihi Hürkuş’un kızı (aslında kız kardeşinin kızı) Eribe’nin talihsiz bir paraşüt kazası sonrasında hastanede tedavi altındayken vefatı ile son buluyor.

Kitabın üçüncü ve son bölümü, Vecihi Hürkuş’un, 1937 yılında uçak mühendisliği eğitimi için Almanya’ya gönderilişinin hikâyesi ile başlıyor.

Daha sonra ise, Hürkuş ile Devlet Hava Yolları (DHY) arasındaki anlaşmazlık anlatılıyor.

Kitaptaki anlatıma göre; 29 Kasım 1954 tarihinde Hürkuş Hava Yolları’nı kuran Vecihi Hürkuş, faaliyetlerinde kullanmak üzere, DHY tarafından satışa çıkarılan sekiz adet uçağı satın alır.

Zorlu bir sürecin ardından uçuş izni alan şirket, 1 Nisan 1955 tarihinden itibaren İstanbul – Bursa, İzmir – Aydın ve İzmir – Milas hatlarında hizmet vermeye başlar. 1 Mayıs’ta (1955) bunlara, İstanbul – Zonguldak – Ankara ve İzmir – Muğla hatları eklenir.

Bunun ardından ise yine Hürkuş’un iddiasına göre, DHY’nin engelleme girişimleri baş gösterir ve Hürkuş Hava Yolları’nın uçuşları, 10 Mayıs 1955 tarihinde durdurulur.

Vecihi Hürkuş ne yaparsa yapsın şirketini bir daha ayağa kaldıramaz.

Aynı dönemde enteresan bir olay yaşanır ve 1955 yılı Haziran ayında Hürkuş Hava Yolları’nın bir uçağı, Bulgaristan’a kaçırılır.

Vecihi Hürkuş, 16 Temmuz 1969 tarihinde vefat eder.

Neticede; Türk havacılığının belki de en renkli ve en girişimci kişisinin hayat hikâyesinin yer aldığı bu kitabı, havacılığa meraklı olsun olmasın herkese tavsiye ediyorum.


Posted

in

,