Petrol Fiyatı (2010-2011)

Petrol Fiyatı Kârlılığı Tehdit Etmeye Devam Ediyor

Geçen hafta Euro/Dolar paritesinde (1,4440) yaşanan hareketin neticesinde yukarı hareketini hızlandıran petrol fiyatı, varil başına, BRENT’te 125 ve WTI’da 112 Dolar seviyesini görmüş durumda.

İş modeline göre havayolu şirketlerinin toplam maliyetleri içerisinde %30-60 arasında yer tutan akaryakıt giderleri, bu gidişle sektörün bu seneki muhtemel kârını yiyip bitirecek.

Petrol fiyatlarının gidişatına şöyle bir bakalım.

Petrol Fiyatı (2010-2011)
Petrol Fiyatı (2010-2011)

Geçen yılın, yani havayolu sektörünün ciddi manada kâr ettiği 2010 yılının ilk üç ayı ile bu yılın ilk üç ayı arasındaki petrol fiyat artış oranları sırasıyla şu şekilde:

Ocak 10/11: %20

Şubat 10/11: %19

Mart 10/11: %30

Fiyatlardaki bu artışın, maliyetleri olumsuz yönde etkilemesi kaçınılmaz.

Ama bir kaç yıl daha geriye gidip değerlendirmeyi ona göre yapınca, durumun belki o kadar da umutsuz olmadığını öne sürebiliriz.

Petrol fiyatlarının yakın zamandaki zirve noktası, 2008 yılının Temmuz ayıydı.

Bir ara 147 Dolar’a kadar çıkan petrol fiyatının aylık ortalaması ise 126 Dolar olmuştu.

Hemen bunu takip eden aylarda patlak veren küresel mâlî kriz ve dünya genelinde yaşanan talep azalması sonucunda petrol fiyatı hızla düşerek aynı yılın Aralık ayında ortalama 33 Dolar mertebesine indikten sonra, 2009 yılının Şubat ayındaki 31 Dolar’lık ortalama ile yakın zamanların en düşük seviyesine gerilemişti.

Petrol 2008 yılını ortalama 91 Dolar’dan kapattıktan sonra, 2009 yılında 53 Dolar’a inmişti. Ama petrol fiyatındaki bu düşüş, yolcu talebindeki düşüşü karşılamaya yetmemiş ve sektör büyük zararlara imza atmıştı.

2010 yılında krizin etkisinden yavaş yavaş çıkılmasına paralel olarak petrol fiyatları yeniden artışa geçerken, yolcu talebi de toparlanmaya başlamıştı.

Bu sayede, 2010 yılında ortalama petrol fiyatı önceki yıla oranla %34 artarak 71 Dolar’a yükselmesine karşın, havayolu sektörü 10 milyar Dolar civarında kâr elde etmeyi başarmıştı.

2010’un ilk çeyreği ile 2011’in aynı dönemini kıyasladığımızda, ortalama olarak 70 Dolar’dan 87 Dolar’a (%24) doğru bir çıkış olduğu görülüyor.

Fakat fiyatlar şu an olduğu gibi 110 Dolar’ın üzerinde seyretmeye devam ederse, ortalamanın çok daha farklı bir noktaya taşınacağı aşikâr.

2011 yılının kârlılığına ilişkin en temel soru, yolcu talebindeki artışın bu beklenmedik akaryakıt giderlerini ne oranda karşılayabileceği oluyor.

Bunu başarabilen şirketlerin kâr etmeye devam edeceğini biliyoruz. Mesela Southwest, mesela Ryanair.

Hemen merceğimizi ABD’ye çeviriyoruz. Fortune dergisinde yayınlanan bir habere göre, ortalama 100 Dolar olan petrol fiyatının, havayolu sektörü tarafından telafi edilemeyeceği iddia ediliyor.

ABD’deki havayolu şirketlerinin yıl başından bu yana bilet fiyatlarını tam sekiz kez yükselttiği belirtilen haberde, ilk altı hamlenin başarıyla sonuçlanmasına karşın, son iki fiyat yükseltme girişiminin şirketler açısından bir sükut-u hayal olduğu söyleniyor.

Bu duruma sebep olan şey ise Southwest etkisi.

Dünya genelinde akaryakıt hedging konusunda belki de bir numaralı havayolu şirketi olan Southwest, bir yandan bilet fiyatlarını sabit tutarken, diğer taraftan da 2011 yılındaki %4-6 arasındaki büyüme planlarını değiştirmediğini açıklaması, rakiplerini çok zor durumda bırakıyor.

Southwest’in ABD genelindeki son iki fiyat artışına katılmaması, bu zamları yapan şirketlerin geri adım atmasına yol açmıştı.

Yine aynı haberde belirtilen hesaba göre ABD’li şirketlerin kârlı olabilmesi için petrol fiyatlarının 100 Dolar’ın altında seyretmesi şart. Aksi takdirde 2009’un zararları geri gelecek.

Son olarak Euro/Dolar paritesinin akaryakıt maliyetleri hususunda çok önemli olduğunu ve bilet gelirleri Euro bazında olan Avrupalı taşıyıcıların, petroldeki son fiyat artışlarından, ABD’li rakipleriyle aynı oranda etkilenmediğini de ekleyelim.


Posted

in