Sahibinden, İhtiyaçtan

Kabin ekibinin yaptığı grevle geçtiğimiz haftalarda gündeme gelen SAS, İngiliz havayolu British Midland International’da (BMI) bulunan %20 oranındaki hissesini satacağını açıkladı.

Böylece zararın azaltılarak kârın artırılması hedefleniyormuş.

Haberin ilginç yanı bu değil.

Asıl dikkat edilmesi gereken nokta, SAS’ın BMI’daki hisselerine kimin tâlip olduğu.

BMI’da %30 oranında hissesi ve BMI Başkanı Sir Michael Bishop’un elindeki hisselerden satın alma opsiyonu bulunan Lufthansa, SAS’ın satışa çıkardığı %20’ye de sahip olursa, BMI’ın tam anlamıyla sahibi durumuna gelecek.

“Şeytanın gör dediği” ayrıntı burada yatıyor.

BMI şu anda Londra – Heathrow’daki slot haklarının %12’sine sahip.

SAS ile Lufthansa anlaşır ve BMI, Lufthansa’nın kontrolüne geçerse, bilin bakalım Heathrow’da British Airways’ten sonra en kuvvetli havayolu kim olacak?

Daha önce yine burada, önümüzdeki sene (30 Mart 2008) yürürlüğe girecek olan Açık Semalar anlaşması için havayolu şirketlerinin şimdiden alternatif fikirler üretmeye başladıklarını anlatmış, THY’nin bir planı var mıdır acaba diye düşünmüştüm.

Zira network taşıyıcılardan bazıları “all-business” hizmeti verecekleri uçuşlara başlamayı düşünüyorlardı.

Lufthansa açısından Heathrow’da en kuvvetli ikinci havayolu konumuna gelmek, Açık Semalar öncesi gayet güzel ve etkili olabilecek bir hamle.

Yukarıdaki soruyu genişletelim.

Türkiye’deki havayollarının her hangi bir tanesinin Açık Semalar’a dair bir hazırlığı var mı acaba?

Mesela: Washington’dan İstanbul’a gelecek bir Türk yolcu düşünelim.

Washington – Zürih arasını Swiss ile, Zürih – Antalya arasını da Pegasus’la (veya Onur’la) uçabilir (mi acaba?)

Daha da fantastik bir düşünce:

Ryanair, ABD ile İrlanda arasında seferlere başlar ve Avrupa (ve Türkiye) bağlantılarını Dublin üzerinden dağıtmaya başlarsa ne olur?

Kafa yormak, alternatif fikir geliştirmek şart.